Vertigo ataklarının süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte saniyelerden birkaç saate kadar sürebilir. Bazı durumlarda günlerce devam eden baş dönmesi şikâyetleri görülebilir. Sürenin uzunluğu altta yatan nedene bağlıdır ve kesin teşhis tedavi süresini belirler.
Benign paroksismal pozisyonel vertigo gibi iç kulak kristal bozukluklarında ataklar genellikle kısa sürelidir. Ancak Meniere hastalığı veya vestibüler nörit gibi durumlarda vertigo daha uzun sürebilir. Atak sıklığı ve süresi doğru tedaviyle kontrol altına alınabilir.
Vertigonun ne kadar sürdüğü, kişinin genel sağlık durumu ve eşlik eden rahatsızlıklara göre değişir. Yaş, kronik hastalıklar ve kullanılan ilaçlar da atakların süresini etkileyebilir. Bu nedenle kişisel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır.
Tedavi edilmeyen vertigo atakları yaşam kalitesini olumsuz etkiler ve günlük aktiviteleri kısıtlayabilir. Uygun ilaç tedavisi, denge egzersizleri ve yaşam tarzı düzenlemeleriyle vertigo süresi kısalabilir ve belirtiler hafifletilebilir.
Vertigonun Yaygın Nedenleri Nelerdir?
Vertigo farklı nedenlerle ortaya çıkan bir semptomdur ve bu nedenler arasında iç kulak problemleri, sinir sistemi rahatsızlıkları ve bazı kronik hastalıklar bulunur. En sık karşılaşılan vertigo nedenleri aşağıdaki gibidir:
- Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)
- Meniere Hastalığı
- Vestibüler Nörit
- Labirentit
- Migrenle İlişkili Vertigo
- Travmatik Beyin Yaralanmaları
Vertigo yukarıda belirtilen nedenlerin yanı sıra ilaç yan etkileri, damar hastalıkları ve psikolojik faktörlerden de kaynaklanabilir. Vertigonun süresi ve şiddeti altta yatan sebep ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Tedavi seçenekleri de nedenine göre planlanır ve fiziksel manevralardan ilaç tedavisine diyet düzenlemelerinden cerrahi müdahalelere kadar çeşitlilik gösterir. Vertigonun etkili bir şekilde yönetilebilmesi için erken tanı ve uygun tedavi oldukça önemlidir.
Vertigo Atakları Genellikle Ne Kadar Sürer?
Vertigo ataklarının süresi altta yatan nedene göre değişiklik gösterir. Farklı vertigo türlerinde, semptomların süresi ve yoğunluğu değişebilir. Bu durumun nedenine göre süreleri şu şekilde sıralanabilir:
- Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) atakları: 1 dakikadan kısa sürer.
- Ménière Hastalığı atakları: 20 dakika ile birkaç saat arasında değişir, nadiren 24 saate kadar uzar.
- Vestibüler Nörit atakları: Günlerce sürer, yoğunluğu zamanla azalır.
Vertigo ataklarının sürelerini etkileyen bir diğer faktör tedaviye olan yanıt süresidir. Örneğin BPPV gibi kısa süreli vertigolar da Kanalit repozisyon manevraları atakların daha hızlı sonlanması, tedavi edilmesi mümkündür.
Ménière hastalığında ise manevralar işe yaramaz. Temel yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavileri atakların süresini kısaltabilir. Ancak bu hasta grubu, uzun vadede yaşanan vertigo ataklarından dolayı kulakta dejenerasyon oluşacağından hastanın yaşam konforunu arttırmak ve denge sisteminin kompanzasyonunu sağlamak amacıyla vestibüler rehabilitasyon almaları gereklidir.
Vestibüler nörit durumunda iyileşme süreci doğal olarak daha uzun sürdüğünden rehabilitasyon ve denge egzersizleri önemlidir. Rehabilitasyona en erken dönmede başlanması en yararlı olanıdır. Bununla birlikte asla geç kalınmış değildir. Ama hastalığın başlanması ve rehabilitasyon başlanması arasında geçen süre ne kadar uzunsa rehabilitasyon süresi o kadar uzar, iyileşme o denli yavaşlar.
Her vertigo türünde süre değişkenlik göstermekle birlikte kişinin genel sağlık durumu ve tedaviye erişim hızı da iyileşme sürecinde belirleyicidir. Uzun süren veya sık tekrarlayan vertigo durumlarında altta yatan ciddi bir sebep olabileceği için bir uzmandan görüş alınması önem teşkil etmektedir.
Vertigonun Süresini Etkileyen Faktörler Nelerdir?
Vertigonun süresi altta yatan nedenlere, tedavi yöntemlerine ve bireyin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Bu faktörler vertigonun şiddetini ve süresini belirlemede önemli bir rol oynar.
Tedavi yaklaşımları vertigo ataklarının süresini kısaltma da etkili olabilir. Doğru teşhis ve erken müdahale özellikle BPPV ve vestibüler nörit gibi durumlarda semptomların hızla giderilmesini sağlayıp tedavi sürecinde alınacak yararı olasılığını arttırmaktadır. Özellikle vestibüler nörit, labirentit gibi durumlarda iyileşme süreci daha uzun olsa da rehabilitasyon terapisi önemli bir destek sağlar.
Ménière hastalığında ise ataklar daha uzun sürebilir ancak uygun bir diyet ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir. Vestibüler rehabilitasyon iç kulakta oluşan fonksiyonel kaybın telafisi için elzemdir.
Vertigo İçin Hangi Tedavi Seçenekleri Mevcuttur?
Vertigo tedavisi altta yatan nedene bağlı olarak çeşitlenir ve kişinin yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Tedavi seçenekleri ilaçlardan fiziksel manevralara ve rehabilitasyondan cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazeye sahiptir:
- Antihistaminikler
- Antikolinerjikler
- Benzodiazepinler
- Kalsiyum kanal blokerleri
- Vestibüler supresanlar
Fiziksel tedavi yöntemleri arasında özellikle benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) gibi durumlarda uygulanan manevralar ön plandadır:
- Epley manevrası
- Semont manevrası
- Brandt-Daroff egzersizleri
- Guffoni egzersizleri… vb.
Vestibüler rehabilitasyon terapisi uzun süreli vertigo problemlerinde sinir sisteminin adaptasyonuna yardımcı olur ve semptomların yönetilmesinde etkili bir yöntem olarak kabul edilir.
Bazı durumlarda ilaç veya fiziksel tedaviler yetersiz kaldığında cerrahi müdahaleler gündeme gelebilir. Ancak cerrahi yalnızca şiddetli vakalar için düşünülür ve riskleri nedeniyle dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Vertigo tedavisinde başarı doğru teşhis ve uygun tedavi seçiminin yapılmasına bağlıdır.
Vertigo İçin Ne Zaman Tıbbi Yardım Almalısınız?
Vertigo bazen ciddi sağlık sorunlarının belirtisi olabilir ve bazı durumlarda acil müdahale gerektirir. Aşağıdaki durumlarda mutlaka bir doktora başvurulmalıdır:
- Ani ve şiddetli baş dönmesi
- Baş dönmesi ile birlikte konuşma bozukluğu
- Çift görme veya bulanık görme
- Kaslarda zayıflık veya uyuşukluk
- İşitme kaybı veya kulak çınlaması
Vertigo belirtileri beyinde veya iç kulakta bir sorunu gösterebilir. Özellikle kafa travması,inme ya da iç kulak iltihabı gibi durumlarda hızlı müdahale hayati önem taşır. Bu yüzden belirtiler kötüleştiğinde veya uzun süre geçmediğinde zaman kaybetmeden uzman bir doktora danışılmalıdır.

Dr. Audiologist Emel Uğur was born in 1982 in Çanakkale. She worked for 15 years at Istanbul Training and Research Hospital, specializing in Pediatric Audiology, Otologic Diseases, and Vestibular System Disorders. In 2015, she joined the Acıbadem Healthcare Group. She currently works as a Dr. Audiologist at Acıbadem Altunizade Hospital and also serves as a faculty member and program director of the Audiometry Department at Acıbadem University Vocational School of Health Services.

İstanbul'daki Kliniğimizin Konumu