Alerjiler ve baş dönmesi deyince ilk bakışta birbirinden tamamen bağımsız iki konuymuş gibi görünebilir. Ancak vücudumuzdaki sistemler birbirleriyle “iletişim halinde” çalışır. Bir yerde yaşanan bir problem, diğer organ ya da dokuları da etkileyebilir. Alerjik reaksiyonlar esasında bağışıklık sistemimizin aşırı duyarlılığı sonucu ortaya çıkan tablolardır. Bu duyarlılık bazen burnumuzu tıkar, bazen gözlerimizi sulandırır, bazen de kulağımızdaki dengeyi etkileyebilir.
Gündelik hayatta sürekli karşı karşıya olduğumuz toz, polen, hayvan tüyü, küf gibi pek çok farklı alerjen, burnumuzdan ve soluk yollarımızdan içeri girerek çeşitli etkilere yol açabilir. Alerjik rahatsızlıklar genellikle hapşırma, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı gibi belirtilerle karşımıza çıksa da iç kulağımızın denge mekanizmasını da etkileyerek baş dönmesine, hatta bazen ciddi vertigo ataklarına neden olabilir. Bunu şöyle düşünebiliriz: Vücudumuzda farklı ‘odalar’ ve ‘koridorlar’ bulunuyor; eğer alerjilerden dolayı bu koridorlar şişer veya tıkanırsa, basınç dengesi bozulur ve biz de bu değişimi “dönüyor gibi hissetme” ya da “dengesizlik” olarak algılarız.
Neden Alerjiler Baş Dönmesine Yol Açabilir?
Alerjiler ve baş dönmesi arasındaki bağlantıyı anlamak için öncelikle alerjinin ne olduğunu kavramak gerekir. Alerji, bağışıklık sistemimizin aslında zararsız olan maddelere (alerjenlere) karşı aşırı tepki vermesidir. Örneğin polen, normal bir birey için basit bir bitki üreme aracıyken, alerjik bünyeye sahip bir kişi için burnu, gözleri ve hatta kulakları etkileyebilen bir tahriş kaynağına dönüşebilir.
- Bağışıklık Sisteminin Aşırı Yanıtı
Alerjenle ilk karşılaşma sırasında vücut, bu maddeyi ‘düşman’ olarak kodlayabilir. Sonraki karşılaşmalarda ise bu kodlanmış bilgiye dayanarak bağışıklık sistemi hücreleri (özellikle IgE antikorları) devreye girer. Mast hücreleri ve bazofiller gibi hücrelerden histamin, sitokin, lökotrien gibi maddeler salınır. Bu maddelerin amacı, “tehlikeli” olarak algılanan unsura karşı vücudu savunmaktır. Ancak bu savunma sırasında ortaya çıkan aşırı inflamasyon, dokularda şişmeye ve sıvı birikimine neden olabilir.
- Genel Vücut Reaksiyonu ve Etkileri
İnflamasyon sadece burunda, gözde veya ciltte değil, hava yolları ve hatta orta kulağa kadar uzanabilen geniş bir bölgede etki gösterebilir. Kişi bu durumda aşırı mukus (salgı) üretimi, doku şişmesi ve tıkanıklık hisseder. Bu tıkanıklık, baş dönmesinin de devreye girebileceği zincir reaksiyonlardan sadece bir tanesidir. Bir bina tesisatında ufak bir tıkanıklık nasıl tüm su akışını bozarsa, kulağımızla burnumuz arasındaki koridorlarda (Eustachian tüpü gibi) meydana gelen problemler de denge hissimizi altüst edebilir.
- Histaminin Rolü
Histamin, alerjik tepkilerin baş kahramanlarından biridir. Damar geçirgenliğini artırır, dokuya sıvı sızmasına sebep olur ve burun tıkanıklığına yol açar. Bir yandan da kan damarlarında genişleme (vazodilatasyon) yaratabilir; bu durum kan basıncını anlık olarak değiştirip hafif baş dönmeleri veya sersemlik hissi doğurabilir. Yani histaminin vücudumuzdaki dolaşımı, yalnızca burun akıntısını değil, aynı zamanda genel bir baş dönmesi eğilimini de tetikleyebilir.
- Bağışıklık ve Otonom Sinir Sistemi Etkileşimi
Otonom sinir sistemi, kalp atış hızımızdan kan basıncımıza kadar birçok hayati fonksiyonu düzenler. Alerjik bir atakta, vücudun “savaş ya da kaç” mekanizması da biraz fazla çalışabilir. Bu da kalp hızında değişimlere ve tansiyon oynamalarına neden olabilir. Özellikle aniden ayağa kalkınca gelen “başım döndü” hissi, bazen bu sinir sistemi dalgalanmalarının sonucu olabilir.
Eustachian Tüpü Bu İşin Neresinde?
Kulakla ilgili duyduğunuz en yaygın şikâyetlerden biri “kulak tıkanıklığı” hissidir. Burnunuz tıkandığında veya sinüsleriniz dolduğunda, kulağınızda sanki pamuk varmış gibi bir basınç hissedebilirsiniz. Bunun nedeni çoğu zaman Eustachian (Östaki) tüpü denilen ve orta kulağı boğazla (nazofarenks) birleştiren ince kanalın tıkanmasından kaynaklanır.
- Eustachian Tüpünün Görevi
Bu tüp, adeta bir “basınç dengeleyicisi” olarak çalışır. Uçakla seyahat ettiğinizde veya hızlı irtifa değişikliklerinde kulaklarınızın ‘uğultu’ veya ‘tık’ sesi eşliğinde açıldığını hissedersiniz. İşte bu “tık” sesi, Eustachian tüpünün açılıp orta kulakla dış atmosfer basıncını eşitlediğinin bir göstergesidir. Aynı mekanizma, gündelik hayatta da sürekli çalışarak kulak sağlığımızı korur.
- Alerji ve Tıkanma
Alerjik rinit (yani burun akıntısı, hapşırma, kaşıntı gibi belirtilerle seyreden klasik tablo), Eustachian tüpünün açılıp kapanmasını zorlaştıran dokusal şişliklere neden olabilir. Bu tüp tıkanınca, orta kulağın basıncı düzgün ayarlanamaz ve bazen sıvı birikimi oluşabilir. Bunun sonucunda kulakta dolgunluk, basınç hissi, hafif işitme kaybı ve tabii ki dengesizliğe bağlı baş dönmesi görülebilir.
- Kulak Basıncının Baş Dönmesine Etkisi
Denge sistemimiz, iç kulaktaki yarım daire kanalları, vestibül ve beyin arasındaki iş birliğine dayanır. Orta kulağı etkileyen bir basınç sorunu, iç kulağa mekanik olarak yansımasa bile komşu dokulardaki basınç değişimleri iç kulak sıvılarının hareket dengesini bozabilir. Tıpkı yan odada yapılan tadilatın, sizin bulunduğunuz odada da sarsıntı yaratması gibi düşünebilirsiniz.
- Önlem ve Basit Uygulamalar
Eustachian tüpü tıkanıklığını önlemek için alerji kontrolü büyük önem taşır. Alerjiye karşı kullanılan burun spreyleri, dekonjestanlar ve doğru nefes egzersizleri ile bazen bu tüpü açık tutmak mümkündür. Örneğin esneme hareketleri veya sakız çiğneme gibi eylemler, tüpün açılmasına yardımcı olabilir. Ancak ciddi durumlarda, özellikle kulak sıvısı ve işitme problemleri devreye giriyorsa, bir kulak burun boğaz uzmanının değerlendirmesi şarttır.
Alerjik Tepkiler ve İç Kulak Dengesi Nasıl Etkilenir?
Baş dönmesinin en önemli merkezlerinden biri iç kulak yapılarıdır. İç kulak hem işitme hem de dengeyle ilgili temel sensörlere sahiptir.
- İç Kulak Anatomisi Kısa Bir Bakış
İç kulak, koklea (işitme organı) ve vestibüler sistem (denge organı) olmak üzere iki temel yapıya ayrılır. Vestibüler sistem, yarım daire kanalları ve otolit organlarından (utrikül ve sakkül) oluşur. Vücut hareket ettiğinde, bu kanallar içindeki sıvılar (endolenf ve perilenf) de hareket eder ve kıl benzeri reseptör hücreleri uyarır. Beyne gönderilen sinyaller sayesinde dengede durup kalkabilir, yönümüzü bulabiliriz.
- Alerjenlerin Doğrudan Etkisi
Bazı araştırmalara göre, güçlü alerjik reaksiyonlarda (örneğin ciddi bir alerjik rinit, sinüzit veya hatta besin alerjisi durumunda) vücudun inflamasyon göstergeleri yükselebilir. Bu inflamasyon, iç kulağa kadar ulaşarak yarım daire kanallarındaki sıvı dengelerini bozabilir. Belki de duyduğunuz “Meniere Hastalığı” gibi rahatsızlıklarda, iç kulakta sıvı birikimi (endolenfatik hidrops) gözlenir. Alerjiler, özellikle hassas kişilerde bu tür sıvı dengesizliği tablolarını tetikleyebilir.
- Dolaylı Etkiler: Sinüs ve Orta Kulak Bağlantısı
Alerji sadece iç kulağa direkt etki etmekle kalmaz, aynı zamanda sinüsler ve orta kulaktaki basınç değişimlerinin iç kulağa dolaylı etkisini de artırabilir. Uzun süreli burun tıkanıklığı ya da geniz akıntısı, kulak basıncını dengeleyen mekanizmaları zorlayabilir. Bu iç kulakta hassasiyet yaratarak baş dönmesi ataklarını kolaylaştırabilir.
- Dolaşım ve Kan Akışı
Alerjilerin tetiklediği histamin salınımı veya otonom sinir sistemindeki oynamalar nedeniyle geçici tansiyon değişiklikleri yaşanabilir. İç kulak oldukça zengin kan damarlarına sahiptir ve kan akışındaki ani değişimler iç kulak reseptörlerini etkileyebilir. Örneğin hızlı ayağa kalktığınızda hafif bir baş dönmesi hissedersiniz ya, bu durumun alerjik reaksiyonlarda da daha belirgin yaşanması mümkündür.
Vertigo ile Basit Denge Kaybı Arasında Nasıl Fark Var?
Gündelik hayatta “başım dönüyor” ifadesi pek çok durumu anlatmak için kullanılır. Ancak tıbbi anlamda baş dönmesi kavramı iki ana kategoriye ayrılır: vertigo ve genel “dizzines” (sersemlik, hafif sallantı hissi).
- Vertigo Nedir?
Vertigo, kendinizin veya çevrenizin dönüyormuş gibi algılandığı, genellikle iç kulaktaki denge sisteminin bozulmasıyla bağlantılı bir durumdur. Odada otururken aniden etrafın dönmeye başladığını, yerin ayaklarınızın altından kaydığını hissetmek ya da savruluyormuş gibi olmak vertigonun tipik belirtisidir. Bazen çınlama, bulantı ve kusma da eşlik edebilir.
- Dizziness Nedir?
Dizziness, keskin bir “dönme” hissi yerine, daha çok sersemlik, hafif sallantı veya boşlukta yürüyor gibi olma durumu hâkimdir. Alerjiler, tansiyon değişiklikleri ya da hafif dehidrasyon dahi bu tabloyu yaratabilir. Bazı insanlar sabah hızlı kalktığında anlık bir “baş dönmesi” veya “dengesizlik” hissi yaşar; genellikle birkaç saniye sürer ve geçer.
- Alerjilerin Hangi Tip Baş Dönmesine Yol Açma İhtimali Daha Yüksektir?
Alerjiler, daha çok “hafif sersemlik” veya “denge kaybı” olarak tanımlanan rahatsızlıklara yol açar. Yine de şiddetli vakalarda veya iç kulak sıvılarının etkilendiği durumlarda, klasik vertigoya benzer durumlar da görülebilir. Özellikle Eustachian tüpü problemi varsa, orta kulaktaki basınç değişimleri vertigo ataklarını tetikleyebilir.
Ayırt Etme Yolları
- Süre: Vertigo atakları bazen dakikalar, bazen saatler, hatta günler sürebilir. Alerji kaynaklı hafif baş dönmeleri genellikle daha kısa sürelidir.
- Eşlik Eden Belirtiler: Alerjik burun akıntısı, hapşırma, göz sulanması, kulakta tıkanma hissi gibi semptomlar varsa, alerjiye bağlı bir durum düşünülmelidir.
- Tetikleyici Faktörler: Dışarıda polenlerin yoğun olduğu dönemlerde veya evde tozla temasın ardından baş dönmesi şikâyeti artıyorsa, bu da alerjik bir tetiklenmeye işaret eder.
- Pozisyon Değişikliği: BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo) gibi iç kulak kristallerinin yerinden oynamasından kaynaklanan vertigo, genellikle ani hareketlerle ortaya çıkar. Alerji kaynaklı baş dönmesi ise daha çok burun tıkanıklığı veya basınç değişimi ile ilişkili olabilir.
Hangi Alerjenler Baş Dönmesini Tetikleyebilir?
Alerjen denince akla genelde polen ve toz gelir. Ancak dünyamız, farkına varmadan maruz kaldığımız çok farklı alerjenlerle doludur. Bu bölümde en yaygın alerjenleri ve onların baş dönmesi üzerindeki olası etkilerini kısaca inceleyelim.
- Polenler (Çimen, Ağaç ve Yabani Otlar)
İlkbahar ve sonbahar aylarında doğada yoğun olarak bulunan polenler, pek çok insanda burun akıntısı, hapşırma ve gözlerde sulanma gibi belirtilerle tanınır. Özellikle sinüs tıkanıklığı yaparak Östaki tüpünü dolaylı yoldan etkileyebilir ve baş dönmesi ataklarına zemin hazırlayabilir.
- Ev Tozu Akarları
Ev tozu akarları, mikroskopik boyutta canlılar olup ev ortamında sıkça bulunur. Yastık, yorgan, halı gibi yüzeylerde yaşayan bu akarlar, alerjik bünyeye sahip kişilerde kronik nezle benzeri tablo yaratır. Burun ve geniz akıntısı, kulak tıkanıklığı gibi belirtiler baş dönmesi riskini artırabilir.
- Hayvan Tüyü ve Deri Döküntüleri
Evde kedi, köpek veya kuş gibi tüylü hayvanların yaşaması bazen alerjik tepkilere yol açar. Bu alerjik tepki burnu ve gözleri etkilediğinde, Eustachian tüpü fonksiyonunu da bozarak kulak basıncının dengesini değiştirebilir.
- Mold (Küf) ve Mantar Sporları
Özellikle rutubetli ortamlarda veya yeterince havalandırılmayan evlerde küf oluşabilir. Küf sporları, akciğerlerimizden tutun da sinüslerimize kadar pek çok noktada tahriş ve inflamasyon yaratabilir. Şiddetli alerjisi olan kişilerde baş dönmesiyle sonuçlanabilecek bir süreci tetikleyebilir.
- Besin Alerjenleri (Fındık, Yer Fıstığı, Süt, Yumurta vb.)
Besin alerjisi daha çok cilt döküntüleri, şişlik, nefes darlığı ve sindirim problemleriyle anılsa da bazı insanlarda sistemik inflamasyona ve kan basıncı dalgalanmalarına yol açarak dolaylı yoldan baş dönmesine sebep olabilir. Çok sık görülmese de besin alerjisinin ciddi boyutlarda olduğu anafilaktik şok durumunda belirgin tansiyon düşüşü ve şiddetli baş dönmesi yaşanabilir. Bu tğr durumlar akut vestibülotoksisite gibi değrlendirilebilir.
Alerji Kaynaklı Baş Dönmesini Diğer Nedenlerden Nasıl Ayırt Edebiliriz?
Baş dönmesinin pek çok farklı sebebi olabilir: Düşük tansiyon, iç kulak kristallerinin yer değiştirmesi, kan şekerinin düşmesi, boyun omurlarıyla ilgili sorunlar veya kaygı bozuklukları gibi. Alerjiye bağlı baş dönmesini tanıyabilmek için birkaç temel ipucuna odaklanılabilir.
- Alerjik Belirtilerin Varlığı
Örneğin hapşırma krizleri, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kulaklarda dolgunluk hissi gibi belirtiler eşlik ediyorsa, bunlar alerji lehine önemli bir işarettir.
- Mevsimsel veya Ortamsal Değişikliklerle Korelasyon
Polen mevsiminde veya tozlu ortamlarda baş dönmesi artıyorsa, bu da alerji kaynaklı bir tablo olabileceğini düşündürür. Özellikle bahar aylarında artan şikâyetler, polenlere karşı alerjinin habercisidir.
- Tedaviye Yanıt
Alerji ilaçları (antihistaminikler, burun spreyleri, dekonjestanlar gibi) kullanıldığında baş dönmesinde de belirgin bir azalma gözleniyorsa, bu durum da nedenin alerji olduğunu işaret eder. Tabii ki bu tek başına kesin tanı koydurmaz; ancak güçlü bir ipucudur.
- Uzun Süreli veya Kronik Dönemler
Alerjiler bazen tüm yıl boyunca sürebilir. Ev tozu akarları veya küf sporları gibi etkenlere maruziyet kesilmediğinde kronik bir tablo hâlini alabilir. Baş dönmesi şikâyetinin de kronik bir karakter kazanması ve mevsim geçişlerinde şiddetlenmesi, alerji lehine ipuçları sunar.
- Doktor Muayenesi ve Testler
Eğer baş dönmesinin sebebinden emin olunamıyorsa, alerji testleri (cilt prik testi, kan testleri), kulak muayenesi, işitme testleri ve bazen görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Doktor tarafından yapılacak kapsamlı bir değerlendirme, altta yatan gerçek nedeni ortaya koymada en önemli adımdır.
Alerji İlişkili Baş Dönmesine Karşı Ne Tür Tedavi Seçenekleri Var?
Alerji ve baş dönmesi söz konusu olduğunda, çoğu zaman amaç hem alerjik semptomları hafifletmek hem de denge problemini kontrol altına almaktır. Bunun için birkaç farklı yaklaşım bulunur.
İlaç Tedavileri
- Antihistaminikler: Alerjik reaksiyonlarda salınan histamini bloke ederek şikâyetlerin azalmasını sağlar. Özellikle ikinci kuşak antihistaminikler (örneğin setirizin, loratadin) daha az uyku hali yapar.
- Dekonjestanlar: Burun tıkanıklığını azaltarak Eustachian tüpünün daha iyi çalışmasını hedefler (ör. pseudoephedrine içeren ilaçlar). Ancak tansiyon üzerinde etkili olabileceğinden, kısa süreli ve kontrollü kullanıma uygundur.
- Kortikosteroidler: Şiddetli alerji durumlarında (burun spreyi şeklinde veya kısa süreli oral) inflamasyonu baskılayarak belirtileri azaltır. Uzun vadeli kullanımda yan etkilere dikkat edilmelidir.
- Mast Hücre Stabilizatörleri: Ketotifen gibi ilaçlar, mast hücrelerinden histamin salınımını önleyerek alerjik reaksiyonları kontrol altına alabilir.
İmmünoterapi (Alerji Aşıları)
- Hastanın spesifik alerjenlere karşı duyarlılığı varsa, uzun dönemde immünoterapi bir seçenek olabilir. Burada amaç vücudun alerjene “alışmasını” sağlamak ve aşırı reaksiyon göstermekten vazgeçirmektir. Hem subkutan (enjeksiyon) hem de sublingual (dil altı damla ya da tablet) yöntemlerle uygulanabilir.
Vestibüler Rehabilitasyon
- Eğer baş dönmesi uzun süredir devam ediyorsa veya vertigo benzeri tablolar ortaya çıkıyorsa, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları veya odyologlar tarafından uygulanan egzersiz programları yardımcı olabilir. Bu egzersizler, beynin denge bozukluğuna uyum sağlamasını hızlandırır.
Nasal ve Sinüs Bakımı
- Tuzlu Su Spreyleri veya Neti Pot: Burun içini temizleyerek sinüslerin ve Eustachian tüpünün açıklığını korumaya destek olur.
- Düzenli Buhar Banyosu: Burun ve sinüs boşluklarının nemlenmesini sağlayarak tıkanıklığı hafifletebilir.
- Bol Su İçmek: Mukusun daha akışkan hâle gelmesine yardımcı olup tıkanıklıkları azaltır.
Hayat Tarzı Düzenlemeleri
- Alerjenlerden Kaçınma: Polen mevsiminde dışarı çıkma saatlerini kısıtlamak, maske kullanmak, toz akarlarına karşı yatak-yastık koruyucuları kullanmak gibi önlemler semptomları hafifletebilir.
- Dengeli Beslenme ve Spor: Genel vücut direncini artırarak inflamasyon seviyesini düşürebilir.
- Stres Yönetimi: Stres, alerjik atakları ve baş dönmesini daha yoğun hissetmenize neden olabilir. Meditasyon, nefes egzersizleri veya yürüyüş gibi etkinlikler faydalıdır.
Alerjileri Yöneterek Baş Dönmesi Ataklarını Önlemek Mümkün mü?
Alerji kaynaklı baş dönmesini önlemenin en etkili yolu, alerjileri mümkün olduğunca kontrol altına almaktır. Alerjilerin tamamen yok edilmesi zor olsa da tetikleyicileri azaltmak ve semptomları hafifletmek baş dönmesi ataklarının sıklığını ciddi oranda düşürebilir.
- Alerjenle Teması Azaltmak
Ev Ortamı: Evi düzenli havalandırmak, yatak takımlarını sık yıkamak, halıları düzenli süpürmek ve gerekirse HEPA filtreli elektrikli süpürge kullanmak önemlidir. Küf oluşumuna karşı rutubet engellenmeli, gerekirse nem giderici cihazlar kullanılmalıdır.
Dış Ortam: Polen mevsiminde mümkün olduğunca kapalı ortamlarda bulunmak, dışarı çıkmak gerekiyorsa güneş gözlüğü ve maske takmak, eve girince kıyafetleri değiştirmek ve duş almak faydalı olur.
- Bağışıklık Sistemini Desteklemek
Bağışıklık sistemimizin alerjenlere verdiği tepkileri minimuma indirmek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek gerekir. Düzenli uyku, stresten uzak durmak, dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak bağışıklığı dengede tutar.
- Destekleyici Alternatif Yöntemler
Bazı kişiler, akupunktur veya bitkisel takviyeler gibi alternatif tıp yöntemlerinden fayda görebilir. Ancak bu yöntemler mutlaka hekime danışarak ve diğer tedavilerle birlikte uygulanmalıdır.
- Mevsimsel Alerjilerde Önleyici İlaç Kullanımı
Bahar aylarında polen mevsimine girmeden önce antihistaminik veya burun spreyi kullanımına başlamak, semptomların şiddetlenmesini engelleyebilir. Böylece Eustachian tüpünde tıkanma ihtimali de azalır ve baş dönmesi atakları daha az yaşanır.
- Uzun Vadeli İmmünoterapi
Eğer spesifik bir veya birkaç alerjene karşı güçlü bir duyarlılık varsa, immünoterapi uzun dönemde çok etkili olabilir. Bu şekilde vücut, alerjeni “tanımayı” öğrenerek aşırı tepkiyi azaltabilir. Baş dönmesi de bu paralelde hafifleyebilir veya tamamen ortadan kalkabilir.
Sinüs Basıncı ve Baş Dönmesi Arasındaki Bağlantı Nedir?
Alerjilerle birlikte sıkça karşılaşılan bir başka sorun da sinüs tıkanıklığı ve buna bağlı oluşan basınçtır. Sinüs basıncı artınca, baş bölgesinde ağırlık hissi ve baskı oluşur. Peki, bu durum baş dönmesiyle nasıl ilişkilidir?
Sinüs Anatomisi ve Fonksiyonu
- Başımızda birkaç farklı sinüs boşluğu vardır: Frontal, maksiller, etmoid ve sfenoid sinüsler. Bu boşluklar, hava ile dolu olup mukus üretir. Asıl görevleri, soluduğumuz havayı nemlendirmek ve ısıtmaktır. Aynı zamanda kafa ağırlığını hafifletmeye de yardımcı olurlar.
Tıkanıklık ve Basınç Artışı
- Alerjik rinit veya sinüzit gibi durumlarda, sinüslerin içindeki mukus dışarı atılamaz hale gelebilir. Bu mukus birikimi sinüslerin iç basıncını yükseltir. Alın, yanaklar veya göz çevresinde ağrı oluşabilir. Bazı insanlar ise bu durumda baş dönmesi veya sersemlik hissiyle karşılaşırlar.
Kulak ve Sinüs Arasındaki Yakın İlişki
- Sinüs boşlukları nazal kaviteyle, nazal kavite de Eustachian tüpü ve boğazla bağlantılıdır. Dolayısıyla sinüslerdeki bir basınç değişimi, Eustachian tüpünü de etkileyebilir. Eustachian tüpünün kapanması, orta kulakta sıvı birikimine ve basınç artışına yol açarak iç kulağı baskılayabilir. Bu domino etkisi, baş dönmesi olarak bize geri dönebilir.
Tedavi ve Rahatlatma Yöntemleri
- Kuru hava sinüs mukozasını daha da tahriş ederek tıkanıklığı artırabilir. Evinizde bir nemlendirici kullanmak veya buhar inhalasyonu yapmak sinüslerin açılmasına yardımcı olabilir.
- Sinüs yollarını temizlemek için tuzlu su (serum fizyolojik) spreyleri veya neti pot uygulanabilir. Bu sinüs basıncını azaltarak baş dönmesi hissini hafifletebilir.
- Yüz bölgesine özellikle alın ve yanak çevresine uygulanan sıcak kompres, kan dolaşımını artırarak mukusun daha kolay akmasına yardımcı olur.
Bu Alerji ve Baş Dönmesi Tablosunda Hangi Adımları İzlemeliyiz?
Alerjiler ve baş dönmesi arasındaki ilişki, ilk bakışta karmaşık gibi görünse bile mekanizmalar derinlemesine incelendiğinde epey mantıklı bir tablo ortaya çıkar. Burun tıkanıklığıyla başlayan süreç Eustachian tüpünün görevini aksatabilir, sinüs boşluklarındaki basınç değişimleri orta veya iç kulağı dolaylı yoldan etkileyebilir ve bağışıklık sisteminin salgıladığı inflamatuvar maddeler (histamin, sitokin vb.) tansiyonu veya beyin dolaşımını geçici olarak değiştirebilir. Tüm bunlar birlikte veya ayrı ayrı “baş dönmesi” olarak deneyimlediğimiz semptomların kaynağı hâline gelebilir.
Bu tabloyu yönetirken, öncelikle alerjinin tipini ve tetikleyicilerini öğrenmek gerekir. Ardından, ilaç tedavileri, immünoterapi, yaşam tarzı düzenlemeleri ve destek tedavileriyle alerjik reaksiyonlar kontrol altına alınırsa, baş dönmesi atakları da büyük ölçüde hafifler. Düzenli burun bakımı ve Östaki tüpünün açık tutulmasına yönelik basit önlemler de (sakız çiğneme, buhar inhalasyonu, tuzlu su spreyleri vb.) günlük hayatı oldukça kolaylaştırır.
Unutulmaması gereken nokta ise, her baş dönmesinin alerjiye bağlı olmadığı ve bazen altta yatan farklı bir sağlık sorununun ipucu olabileceğidir. Eğer baş dönmesi çok şiddetli, sık veya uzun süreli hale gelmişse, işitme kaybı, kulakta çınlama, görme değişiklikleri, konuşmada bozukluk veya yüz felci gibi belirtilerle birlikte seyrediyorsa, mutlaka ayrıntılı bir muayene ve tetkik gerekir. Ancak çoğu vakada, basit alerji tedavileri ve yaşam tarzı değişiklikleriyle iyi sonuçlar elde etmek mümkündür.
Alerjilerle başa çıkarken burun tıkanıklığı, göz yaşarması gibi “klasik” belirtilerin yanı sıra, dengeyle ilgili sorunlara da dikkat etmek önemlidir. Kendini balon gibi şişmiş hisseden sinüsler veya tıkanan Eustachian tüpü, hayatı hem konfor hem de güvenlik açısından zorlaştırabilir. Bu nedenle kapsamlı bir yaklaşım benimseyerek hem alerjik reaksiyonları hem de olası baş dönmesi ataklarını minimuma indirmek mümkündür. Hayatı hepimiz için daha rahat ve keyifli hâle getirecek bu yaklaşımlar sayesinde, “baş dönmeden” günlük koşturmacalarımıza devam edebiliriz.

Dr. Odyolog Emel Uğur, 1982 Çanakkale doğumludur. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 15 yıl boyunca Pediatrik Odyoloji, Otolojik Hastalıklar ve Vestibüler Sistem Hastalıkları üzerine çalıştı. 2015’te Acıbadem Sağlık Grubu’na katıldı. Şu anda Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde Dr. Odyolog olarak görev yapmakta, ayrıca Acıbadem Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Odyometri Bölümü’nde öğretim üyesi ve program başkanı olarak çalışmaktadır.