Demir eksikliği, vücudun yeterli miktarda hemoglobin üretememesi sonucu ortaya çıkan kansızlığın en yaygın nedenidir. Halsizlik, solgunluk ve çabuk yorulma en sık görülen belirtiler arasındadır. Tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Demir eksikliği belirtileri arasında baş dönmesi, çarpıntı, tırnak kırılmaları, saç dökülmesi ve konsantrasyon güçlüğü de bulunur. Çocuklarda gelişim geriliği, yetişkinlerde ise iş gücü kaybına neden olabilir.
Nedenleri arasında yetersiz demir alımı, kronik kanamalar, sindirim sistemi hastalıkları ve gebelik gibi durumlar vardır. Kadınlarda adet kanamaları, erkeklerde ise gizli gastrointestinal kanamalar önemli risk faktörlerindendir.
Tedavi sürecinde demir açısından zengin beslenme, demir takviyeleri ve altta yatan nedenin düzeltilmesi temel yaklaşımlardır. Düzenli takip ile kan değerlerinin kontrolü sağlanmalı ve tekrarlama riski azaltılmalıdır.
Demir Eksikliği ve Baş Dönmesi Arasında Nasıl Bir Bağlantı Var?
Baş dönmesi, günlük yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen, kimi zaman “Yer ayağımın altından kayıyor” hissiyle tarif edilen bir durumdur. Burada kulak içi denge organından kan akışına, beyin sinyallerinden stres düzeyine kadar pek çok etken rol oynar. Peki demir eksikliği bu süreci nasıl tetikler?
Düşük Oksijen Taşınımı
- Demir eksikliği, en temelde hemoglobin miktarının düşmesine yol açar. Bu da beynin yeterince oksijen alamamasıyla sonuçlanır. Beyin, oksijen azlığını çoğu zaman baş dönmesi veya “sersemlik” olarak ifade edebileceğimiz sinyallerle yansıtır.
- Özellikle aniden ayağa kalktığınızda veya hızlı hareket ettiğinizde başınızın dönmesi, dikey yönde hızla konum değiştiren “oksijen şelalesinin” kısa süreli yetersizliğinden kaynaklanıyor olabilir.
Sinir İletimi ve Myelin Kılıfı
- Demir, sinir hücrelerinin etrafını saran myelin kılıfının sağlıklı oluşumu için de gereklidir. Myelin, adeta kabloların dışındaki yalıtım malzemesi gibidir; sinir iletimini hızlandırır ve düzgünleştirir.
- Demir eksikliği bu yalıtım sürecinde aksamaya neden olarak sinir iletimini sekteye uğratabilir. Bu durum denge sistemini de etkileyerek baş dönmesine katkıda bulunabilir.
Nörotransmitter Üretimi
- Demir, dopamin gibi bazı nörotransmitterlerin sentezinde görev alır. Nörotransmitterler, beyin hücreleri arasında mesaj taşıyan “kimyasal posta güvercinleri”dir. Eksiklik halinde, bu mesajlaşma aksayarak denge mekanizmasına olumsuz yansıyabilir.
Yapılan geniş araştırmalar, dünyada demir eksikliğinin sakatlıkla (disability) geçen yıllar sıralamasında ilk beş neden arasında olduğunu gösteriyor. Ayrıca ABD’de yetişkinlerin yaklaşık %14’ünde “mutlak demir eksikliği” olduğu, %15’inin ise “fonksiyonel demir eksikliği” yaşadığı tahmin ediliyor. Buradan, sorunun ne kadar yaygın ve ciddiye alınması gereken bir durum olduğu anlaşılabilir.
Demir Takviyesi de Baş Döndürür mü?
İlginç gelebilir ama demir eksikliğinin yanı sıra demir takviyeleri de bazı kişilerde baş dönmesine yol açabilir. Daha çok bilinen yan etkileri mide bulantısı, kabızlık veya ishal gibi sindirim sistemi yakınmaları olsa da nadiren de olsa baş dönmesi şikâyeti de duyulur. Bu etki çoğunlukla yüksek dozda demir almak veya vücudun ilaca hassas olması sonucunda ortaya çıkar.
Neden Olabilir?
- Yüksek doz veya yanlış zamanda alınan demir preparatları, kan basıncı ve dolaşım sistemi üzerinde geçici dengesizliklere neden olabilir.
- Özellikle aç karna alınan demir takviyeleri, mide-bağırsak rahatsızlığını arttırdığı gibi, bazı kişilerde genel bir sersemlik hissine sebep olabilir.
Ne Yapılabilir?
- Takviyeyi yemekle birlikte almak genelde bu etkileri hafifletir. Ancak yemeğin demir emilimini bir miktar azaltabileceği de unutulmamalıdır. Yani burada ufak bir denge oyunu söz konusudur.
- Kahve, çay, süt ürünleri ve tahıllar demir emilimini engelleyebilen maddeler içerir; bu nedenle demir takviyesini bu içecek ve yiyeceklerle birlikte almaktan kaçınmak önerilir.
Yan etkileri aşırı derecede hissediyorsanız, odyoloğunuzla farklı bir formülasyon (örneğin kontrollü salınımlı ya da enterik kaplı tabletler) veya doz ayarlaması konusunda görüşmek faydalı olabilir.
Demir Eksikliğine Bağlı Baş Dönmesi Nasıl Yönetilir?
Demir eksikliği nedeniyle baş dönmesi yaşıyorsanız, hem altta yatan eksikliği giderecek adımları atmak hem de güncel şikâyetinizi hafifletecek önlemler almak gerekir.
Demir Depolarını Yenilemek
- Beslenme Düzenini Gözden Geçirmek: Kırmızı et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı “heme demir” içeren gıdalar, insan vücudu tarafından daha kolay emilir. Baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuruyemişler de faydalı bitkisel (non-hem) demir kaynaklarıdır.
- C Vitamini ile Desteklemek: C vitamini, demir emilimini arttıran en önemli faktörlerden biridir. Örneğin demir içeren bir öğüne limon suyuyla tatlandırılmış salata eklemek veya turunçgil tüketmek, emilimde ciddi artış sağlayabilir.
- Oral Demir Takviyeleri: Ağız yoluyla alınan demir takviyeleri, vücuttaki demir seviyelerini yükseltmede etkilidir. Ancak bazı kişilerde sindirim sistemi rahatsızlığı yapabilir, bu yüzden doktorun önereceği doz ve yönteme sadık kalmak önemlidir.
- İntravenöz Demir: Özellikle ağızdan alınan demiri tolere edemeyenler veya çok hızlı bir kan değerleri düzeltmesine ihtiyaç duyanlar için damar yoluyla demir verilmesi bir seçenek olabilir. Yapılan bazı meta-analizler, IV demirin daha hızlı sonuç verdiğini ve gastrointestinal yan etkilerinin daha az olduğunu göstermektedir. Kesinlikle hastane ortamında ve hekim kontrolünde olmalıdır.
Baş Dönmesini Hafifletecek Günlük Öneriler
- Ani Pozisyon Değişikliklerinden Kaçınmak: Otururken birden ayağa kalkmak yerine yavaşça doğrulmak, baş dönmesi ataklarını azaltabilir.
- Bol Sıvı Tüketimi: Dehidrasyon (susuz kalma) baş dönmesini tetikleyebileceğinden, günlük su alımına dikkat etmek önemlidir.
- Düzenli Egzersiz: Hafif tempolu yürüyüş, yoga veya pilates gibi egzersizler, dolaşımı düzenler ve vücudun genel enerji seviyesini olumlu etkiler.
- Solunum Teknikleri: Baş dönmesi hissettiğinizde derin nefes almak ve birkaç saniye nefesinizi tutup yavaşça vermek, beyne giden oksijeni artırarak geçici bir rahatlama sağlayabilir.
Altta Yatan Nedeni Tedavi Etmek
- Eğer demir eksikliğiniz yoğun adet kanamalarına bağlıysa, adet düzenleyici ilaçlardan veya cerrahi yaklaşımlardan fayda görülebilir.
- Mide ve bağırsaklardan kaynaklı bir kanama söz konusuysa, endoskopi gibi teşhis yöntemleriyle kanamanın kaynağı belirlenip tedavi edilmelidir.
Kan Değerlerinin Düzenli Takibi
- Tedavi esnasında hemoglobin ve ferritin gibi değerlerin düzenli aralıklarla kontrol edilmesi, iyileşmenin izlenmesinde kritik öneme sahiptir.
Demir takviyesi kullanıyorsanız, bazı kişilerde demir depoları istenilen seviyeye ulaşmadan tedaviyi erken bırakma eğilimi görülebilir. Tam iyileşme ve depoların dolması için doktorun belirlediği süreye sadık kalmak gerekir.
Baş Dönmesi ve Demir Eksikliği İçin Ne Zaman Bir Uzmandan Yardım Alınmalı?
Baş dönmesi birçok faktörden kaynaklanabilir, ancak birkaç önemli sinyali dikkate alarak demir eksikliği gibi bir alt sorun olabileceğini göz ardı etmemek gerekir.
Belirtiler Uzun Süredir Devam Ediyorsa
- İki-üç günden fazla süren veya tekrarlayıcı hale gelen baş dönmeleri, ciddiye alınmalıdır.
- Yorgunluk, solgunluk veya nefes darlığı gibi diğer belirtilerle kombineyse, kapsamlı bir tetkik faydalı olacaktır.
Hayatı Kısıtlar Hale Geldiyse
- Sık veya şiddetli baş dönmeleri yüzünden günlük aktivitelerinizin aksamaya başladığını hissediyorsanız, bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir.
- Özellikle araç kullanma, merdiven inip-çıkma veya iş yerinde performans gibi konular olumsuz etkileniyorsa vakit kaybetmemek gerekir.
Diğer Risk Faktörlerine Sahipseniz
- Ağır regl dönemleri, gebelik, emzirme, mide-bağırsak hastalıkları veya sık kan bağışlama gibi durumlarınız varsa, demir eksikliği olasılığı artar.
- Bu durumlarda baş dönmesi şikâyetiniz, basit bir dolaşım bozukluğundan öte, eksikliğin doğrudan sinyali olabilir.
Reçeteli İlaç Kullanımı
- Bazı ilaçlar baş dönmesine yol açabilir. Örneğin antidepresanlar, tansiyon ilaçları gibi gruplarda bu yan etkiye rastlanabilir.
- İlaca başladıktan sonra 15 günü aşkın sürede baş dönmeniz devam ediyorsa veya artıyorsa, bu durumda ilaçla demir eksikliği gibi başka bir durum örtüşüyor olabilir. Mutlaka doktora danışmak önerilir.
Kısacası baş dönmesi şikâyetiniz hafif de olsa tekrarlayıcı hale geldiyse ve hayat kalitenizi düşürmeye başladıysa, o zaman konunun üzerine gidilmesi en doğru yaklaşım olacaktır.
Demir Eksikliği, İşitme ve Kulak Sağlığını Nasıl Etkiler?
Demir eksikliği, sadece baş dönmesi veya halsizlik gibi genel vücut belirtilerini tetiklemekle kalmaz; yapılan araştırmalar, işitme sağlığı üzerinde de belirli etkileri olabileceğini ortaya koymaktadır. Aslında, kulak sağlığı denildiğinde pek çok kişi sadece kulak zarını, kulak içi kemikçikleri veya işitme kanallarını düşünür. Ancak işitme duyusu, beynin işitsel bölgeleri ve kan dolaşımındaki oksijen akışıyla da yakından ilişkilidir.
- Araştırmalardan Örnekler:
Yaklaşık 344 bin katılımcıyı içeren bir meta-analizde, demir eksikliği anemisi olan bireylerin, olmayanlara göre %55 daha yüksek oranda sensörinöral işitme kaybı yaşadığı saptanmıştır.
Başka bir geniş ölçekli çalışma, 305 binin üzerinde yetişkini incelemiş ve demir eksikliğinin hem iletim tipi hem de sensörinöral işitme kaybına yol açabilen “kombine işitme kaybı” riskini yükselttiğini öne sürmüştür.
Ani işitme kaybı yaşayan hastalarda da düşük serum demir düzeylerinin iyileşme ihtimalini azalttığına dair bulgular mevcuttur.
Bu araştırma verileri, demir eksikliğinin kulağın içindeki ince damarlanma ve sinirsel iletim mekanizmalarını olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Özellikle iç kulakta bulunan tüylü hücreler, hassas dengeler üzerinde çalışır. Yetersiz oksijenlenme veya yetersiz beslenme, bu hücrelerin fonksiyonlarını zayıflatabilir.
- Odyologların Rolü:
Bir işitme uzmanı (odyolog), hastada beklenmedik bir sensörinöral işitme kaybı, çınlama (tinnitus) veya baş dönmesi tespit ettiğinde, altta yatan nedenleri geniş bir perspektifte araştırır. Eğer muayenede ve testlerde demir eksikliğinden şüphelenilen bir durum sezilirse tedavi şart hale gelir.
Demir Eksikliği Nasıl Teşhis ve Tedavi Edilir?
Demir eksikliğinin teşhisinde genellikle standart kan testleri kullanılır. Bunlardan en önemlileri:
- Hemoglobin (Hb) Düzeyi: Kandaki kırmızı kan hücrelerinin taşıdığı oksijen miktarını gösterir.
- Hematokrit (Hct): Toplam kan hacmine oranla kırmızı kan hücresi hacmini gösterir.
- Serum Demir Düzeyi ve Total Demir Bağlama Kapasitesi (TDBK): Vücudun serbest demir seviyesini ve taşıma kapasitesini ortaya koyar.
- Ferritin: Vücudun demir depolarının göstergesidir. Ferritin eksikliği, demir eksikliğinin “gizli” boyutlarına ışık tutar.
Tedavi seçenekleri arasında ise:
Oral Demir Takviyeleri
- Ferrous Sulfate, Ferrous Gluconate veya Ferrous Fumarate gibi formlar kullanılır.
- Günde genellikle 60-120 mg arası “elemental demir” önerilir. Yan etkileri (kabızlık, mide rahatsızlığı vb.) nedeniyle bazı hastalar uyumsuzluk yaşayabilir. Bu durumda doz ayarı veya form değişikliği gündeme gelebilir.
İntravenöz (IV) Demir Uygulaması
- Ağızdan demir alamayan, tolerans göstermeyen veya hızlıca demir depolarını dolması gereken hastalarda etkili bir yoldur.
- Araştırmalar, IV demirin hemoglobin düzeylerini yükseltmede ve demir depolarını doldurmada daha hızlı olduğunu, ayrıca sindirim sistemi yan etkilerinin daha az olduğunu gösteriyor.
- Ancak alerjik reaksiyon riski nedeniyle, uygulama mutlaka tıbbi gözetim altında yapılmalıdır.
Diyet Düzenlemeleri
- Heme Demir Kaynakları: Kırmızı et, sakatat (özellikle karaciğer), tavuk, balık.
- Non-Heme Demir Kaynakları: Baklagiller (fasulye, mercimek), koyu yeşil sebzeler (ıspanak, pazı), kuruyemişler (badem, fındık), tam tahıllar.
- Vitamin C’nin Gücü: Demir içeren öğünleri portakal suyu, domates, biber gibi yüksek C vitamini içeren gıdalarla desteklemek, emilimi maksimum düzeye çıkarır.
- Çay, Kahve, Süt: Bu içecekler ve süt ürünleri, öğünün hemen ardından tüketildiğinde demirin vücut tarafından alınmasını azaltabilir.
Altta Yatan Sorunları Çözmek
- Ağır regl kanaması yaşayan kadınlarda, doğum kontrol yöntemleri veya kanama düzenleyici ilaçlar işe yarayabilir.
- Midede ülser veya bağırsakta polip kaynaklı bir kanama varsa, cerrahi veya medikal yöntemlerle çözüm aranır.
Takip ve Kontrol
- Demir takviyesine başlandıktan sonra 2-4 hafta içinde hafif bir iyileşme hissedilebilir. Ancak depoların tam anlamıyla dolması genelde aylar alır.
- Takviye kesildikten sonra düzenli kan tahlilleriyle takip yapmak, tekrar düşüş yaşanmaması açısından önemlidir.
Demir Eksikliğinden Kurtulmak ve Baş Dönmesini Yenmek Ne Kadar Zaman Alır?
İyileşme süreci, demir eksikliğinin derecesi, ek hastalıkların varlığı, kişinin yaşı, cinsiyeti ve tedaviye uyum gibi birçok faktöre bağlıdır. Genellikle ilk belirti iyileşmeleri birkaç hafta içinde görülmeye başlanır. Ancak “Depolarım doldu, tam olarak düzeldim” demek, biraz daha uzun bir zaman dilimini gerektirebilir.
- Geniş Bir Hasta Çalışması: 13 binden fazla katılımcının incelendiği bir çalışmada, hastaların %41,9’unun 3 yıl içinde demir eksikliğinden tamamen kurtulduğu; %58,1’inin ise bu süre zarfında hâlâ eksiklik yaşadığı gözlemlenmiştir.
- Ortalama İyileşme Süresi: Demir eksikliğini atlatan grup içinde ortalama iyileşme süresi 1,9 yıl (0,8-3,9 yıl aralığı) olarak saptanmıştır. Bu oldukça geniş bir yelpazedir; yani kimisi birkaç ayda düzelirken, kimisinde süreç birkaç yıl sürebilir.
- Belirli Faktörler: 60 yaş ve üzeri hastaların daha hızlı “çözüm” elde etme ihtimalinin daha yüksek olduğu belirtilirken (aHR: 1,56), siyahi bireylerde çözümün daha zor olduğu saptanmıştır (aHR: 0,73).
- Tedavi Yöntemi Farkı: IV demir alanların, oral alanlara göre demir seviyelerinde düzelme ve depoların dolması bakımından daha avantajlı olduğu (aHR: 2,96) görülmüştür.
Baş dönmesi açısından bakıldığında ise çoğu kişi tedaviye başladıktan sonraki 2-4 hafta içinde belirgin bir rahatlama hisseder. Ancak bu erken dönemde hissedilen iyileşme, kan değerlerinin tam anlamıyla normalleştiği anlamına gelmez. Yani kendinizi iyi hissetmeye başladığınızda tedaviyi erken kesmek, eksikliğin tekrarlamasına zemin hazırlayabilir. Baş dönmesi, vücudun “Artık biraz toparlandım” mesajını verse de demir depolarının gerçekten dolup dolmadığı, ancak kan testleriyle kesinleştirilebilir. Bu nedenle odyoloğunuzun belirttiği tedavinin ve sürecinin dışına çıkmamak oldukça elzemdir.

Dr. Audiologist Emel Uğur was born in 1982 in Çanakkale. She worked for 15 years at Istanbul Training and Research Hospital, specializing in Pediatric Audiology, Otologic Diseases, and Vestibular System Disorders. In 2015, she joined the Acıbadem Healthcare Group. She currently works as a Dr. Audiologist at Acıbadem Altunizade Hospital and also serves as a faculty member and program director of the Audiometry Department at Acıbadem University Vocational School of Health Services.
İstanbul'daki Kliniğimizin Konumu