İşitme, ses dalgalarının kulak tarafından algılanıp beyin tarafından anlamlandırılması sürecidir. Dış, orta ve iç kulaktan oluşan bu sistem, çevremizle sağlıklı iletişim kurmamızı sağlar ve sosyal yaşamda kritik rol oynar.

Ses, kulak kepçesiyle toplanır, kulak zarını titreştirir ve bu titreşimler orta kulaktaki kemikçikler aracılığıyla iç kulağa iletilir. Kokleadaki tüylü hücreler bu titreşimleri sinir sinyallerine çevirerek işitme sinirine aktarır. İşitme siniri tarafından beyne iletilen ses işitme merkezlerinde işlemlenir ve anlamlandırılır. 

İşitme kaybı, bu sürecin herhangi bir noktasındaki bozukluktan kaynaklanabilir. Erken tanı ve tedavi, iletişim becerilerinin korunmasını sağlar. Rutin işitme testleri, kulak sağlığının izlenmesinde önemlidir.

İşitme Nedir, Nasıl Gerçekleşir?
İşitme Nedir, Nasıl Gerçekleşir?

Doktor Odyolog Emel Uğur

Dr. Odyolog Emel Uğur 1982 Çanakkale doğumludur. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 15 yıllık görev süresi boyunca ağırlıklı olarak Pediatrik Odyoloji ( Bebek ve Çocuklarda İşitme kayıpları), Otolojik hastalıklar (Kulak hastalıkları ve İşitme Sağlığı),  ve Vestibüler Sistem Hastalıkları ( Baş Dönmesi ve Dengesizlik) üzerine çalıştı. 2015 yılında Acıbadem Sağlık Grubu bünyesine katıldı.
Hakkımda

İşitme Nedir?

İşitme, çevreden gelen ses dalgalarının kulak yoluyla alınarak beyne iletilmesi ve anlamlandırılması sürecidir. Ses dalgaları dış kulaktan toplanır, orta kulakta kemikçikler aracılığıyla güçlendirilir ve iç kulakta bulunan kokleada sinirsel uyarılara dönüştürülür. İşitme siniri bu uyarıları beyne taşır ve beyin tarafından ses olarak algılanır. Bu karmaşık süreç, iletişim kurma, çevreyi algılama ve denge fonksiyonlarının bir parçası olması açısından hayati öneme sahiptir.

İşitme Kaybı Nasıl Tanımlanır ve Yönetilir?

İşitme kaybı, işitmenin sağlanması sürecinde görev yapan anatomik bölgelerin çeşitli sebeplerden bir veya birden fazlasının işlevini yerine getirememesi sonucunda işitme duyusunda ortaya çıkan azalmalardır. İşitme kaybının tipine, derecesine ve konfigürasyonuna göre ortaya çıkan semptomlar ve şikayetler farklılık göstermektedir.

İşitme kaybının derecesine göre sesler şiddet cinsinden logaritmik olarak azalmaktadır. Örneğin hafif derece bir işitme kaybında konuşma seslerinin pek çoğu normal işitilebilir ama fısıltı ve yaprak sesi gibi düşük şiddetteki seslerin duyulmasında güçlük çekilir. Orta derece işitme kaybında ise işitme kayıplı birey konuşma seslerinin çoğunu duymakta güçlük yaşar. İleri- çok ileri derecede işitme kaybında ise sadece çok yüksek şiddetli sesleri duyulabilir. 

Üstelik işitme kaybı sadece bu kadar basit bir kavramda değildir. İnsan kulağının frekans aralığı 16 Hz ile 20000 Hz dir.  İşitme kaybından söz ederken hangi frekans bölgesinin etkilendiğide çok belirleyici bir konudur. Örneğin alçak frekansları iyi işiten ancak yüksek frekanslı seslerde orta derecede işitme kaybı olan bir birey alçak frekansları iyi duyabildiği için işitme kaybını fark edemeyebilir. Çünkü alçak frekanslarda ki iyi işitme düzeyi sayesinde sesin yönünü bulabilir, kaynağını tespit edebilir, sahibini tanıyabilir. Ancak; yüksek frekanslardaki mevcut işitme kaybı nedeniyle konuşulanları ayırt edemeyebilir. Bu durumda da “duyuyorum ama anlamıyorum” durumu oluşur. Dolayısıyla işitme kaybının derecesi, tipi, konfigürasyonuna göre her bireyin işitme kaybından etkilenme miktarı ve işitme kaybının yaşam kalitesine etkisi farklıdır. Öznel değerlendirilmelidir. 

Odyolojik incelemelerin pek çoğu sesten izole edilen odalarda, özel kulaklıklarla sessizlikte gerçekleştirilir. Bu değerlendirmeler sonucunda elde edilen veriler optimum koşullarda, kişinin işitme testi için tüm dikkatini dinlemeye yönelttiği anda elde edilen verilerdir. Bu veriler odyogramlara işaretlendiğinde elde edilen hafif derecede bir işitme kaybı bu bireyin gürültüde konuşulanları anlamak için önemli düzeyde dikkat eforu sarf etmesi gerektiğini gösterir.

İşitme kaybının tanısı ve tedavisi yaş grubuna göre farklı disiplinlerden sağlık profesyonellerinin katılımını gerektiren karmaşık bir süreçtir. İşitme sorunlarının primer ekibinde Odyoloji uzmanları ve KBB doktorları vardır. 

Çocuklarda işitme kaybı söz konusu olduğunda :

  • Klinik Odyologlar
  • Eğitim Odyologları
  • Kulak Burun Boğaz Hekimleri
  • Özel Eğitim Öğretmenleri
  • Çocuk Nörologları
  • Çocuk Psikiyatristi
  • Çocuk Genetik uzmanı
  • Çocuk Göz Uzmanı vb.

İşitme kaybını yönetmek bu uzmanların koordineli çabalarıyla mümkün olur ve bu süreç bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkiler.

Yaşlı Bireylerde işitme kaybı olduğunda KBB ve Odyoloji uzmanlarının dışında bilişsel fonksiyonları korumak için Nörologlar süreçlere dahil olur. 

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    İşitme Kaybının Nedenleri Nelerdir?

    İşitme kaybı birkaç ana kategoride incelenebilir: 

    • İletim tipi işitme kaybı
    • Sensori-neural tip işitme kaybı
    • Mikst tip işitme kaybı
    • Santral işitsel işlemleme bozuklukları 

    İletim Tipi İşitme Kayıpları

    İletim tipi işitme kaybı dış kulak veya orta kulaktan kaynaklanan çeşitli problemler nedeniyle sesin iç kulağa olması gerektiği gibi iletilememesi durumudur. Bunun sonucunda sesin gürlük algısı bozulur, bireylerde  tıkanıklık hissi ve az işitme durumu oluşur. İletim tipi işitme kayıpları çoğunlukla medikal veya cerrahi tedavilerle düzeltilebilir. Düzeltilemediği durumlarda uygun amplifikasyon yöntemlerine başvurulur. 

    Bu tür işitme kaybına neden olan durumlar şunlardır:

    • Kulak kepçesi veya dış kulak yolunun yapısal anormallikleri,
    • Kulak kiri (buşon) tıkanıklığı,
    • Dış kulak yolunda yabancı cisimlerin bulunması,
    • Dış kulak iltihabı,
    • Kulak zarına bağlı patolojiler (Kulak zarında çökme,kulak zarının delinmesi, kalınlaşması vb.),
    • Orta kulakta sıvı birikimi , orta kulak enfeksiyonları,
    • Orta kulak kemilçiklerinden kaynaklanan problemler (kireçlenmeler veya kemilkçik zincir kopuklukları),
    • Östaki tüpü disfonksiyonları,
    • Kolesteatom ve diğer iyi/kötü huylu tümörler.

    Sensori-neural Tip işitme kayıpları

    Sensori-neural tip işitme kaybı koklea (iç kulak) veya işitme sinirdeki problemlerden kaynaklanır. Kalıcı işitme kayıplarıdır. Medikal (ilaç) tedavisi çoğunlukla yoktur. İşitme kaybı derecesine  ve konfigürasyonuna göre takip edilir veya işitme cihazı gibi amplifikasyon yöntemleri kullanılır.

    Bu tür kayıplar genellikle şu faktörlerle ilişkilidir:

    • Tüy hücresi işlev bozuklukları,
    • Sekizinci kraniyal sinirin hasar görmesi.

    Mikst Tip İşitme Kayıpları

    Mikst tip işitme kaybı, iletim ve sensorinöral işitme kayıplarının bir kombinasyonunu ifade eder. Bu durumda hem sesin iç kulağa iletim mekanizmasında hemde iç kulakta (koklea) veya işitme siniri ile ilgili patolojiler söz konusudur.  İlaç tedavisi veya cerrahi, mikst işitme kaybının iletim kısmı için kullanılabilecek bir yöntemdir. Ancak bu müdahaleler işitme kaybının sensörinöral kısmını tedavi edemez. Mikst tip işitme kaybının iletim komponenti tedavi edildikten sonra hala güncel hayatı etkileyecek düzeyde bir sensörinöral işitme kaybı varsa işitme cihazı kullanmak gerekebilir.  Yakın takip gerektirir.

    Santral İşitme Kayıpları

    Sesin işlemleme süreçlerinde oluşan problemlerdir. İşitme siniri beyne iletmesi gereken bilgileri doğru şekilde iletemez. Bunun sonucunda beyindeki işitme merkezi sinyalleri doğru şekilde alamaz ve işlemleyemez. Doğuştan işitme sinirinin senkronize çalışmaması, geçirilen hastalıklar, travmalar, tümörler veya başka nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Santral işitme kayıplarında saf ses odyometrisi gibi testler tanıya yardımcı olmaz. Santral işitme kayıpları olan bireyler bu testlerde normal işitme bulguları verebilir. Bu nedenle detaylı ve ileri tanısal tetikleri içeren  odyolojik değerlendirme gerektirir.

    İşitme Kayıplarının Nedenleri nelerdir ?

    İşitme kayıplarının tek bir nedeni yoktur. Genetik faktörler, enfeksiyonlar, yaşam tarzı tercihleri, maruz kalınan farmo kimyasal ajanlar, mesleki gürültüye maruz kalma, yaşa bağlı değişiklikler vb. nedenleri arasında sayılabilir. 

    Konjenital işitme kayıplarının dünya çapındaki insidansı yaklaşık %0,5 ila %1’i civarındadır.  Pediatrik popülasyonda genetik faktörler oldukça yaygındır. Genetik işitme kayıpları sendromik ve sendromik olmayan genetik işitme kaybı şeklinde kendini gösterebilir. İşitme kaybı ile karakterize sendromların sayısı dikkate alındığında işitme kayıplı çocukların mutlaka genetik hastalıkları uzmanlarınca değerlendirilmesi gereklidir. Bununla birlikte her işitme kaybı varlığında sendrom olması gerekli değildir. İzole işitme kaybı sendromik işitme kayıplarından çok  çok daha fazladır. Bu durumlar genellikle otozomal farklılıklar ve bilinmeyen genetik çeşitliliklerle ilişkilidir.

    Doğum öncesinde, doğum esnasında ve doğum sonrası dönemlerde meydana gelen çeşitli faktörler de işitme kaybına yol açabilir. Bu faktörler arasında şunlar bulunur:

    • Bakteriyel veya viral enfeksiyonlara maruz kalmak,
    • Çeşitli teratojenlere maruz kalmak,
    • Prematüre doğum,
    • Düşük APGAR skoru,
    • Neonatal sarılık ve sepsis.

    Meningokok enfeksiyonları ve kabakulak gibi doğum sonrası enfeksiyonlar işitme kaybına yol açabilir. Ayrıca kafa yaralanmaları veya kronik tekrarlayan orta kulak iltihabı da işitme problemlerine neden olabilir.

    Okul çağındaki çocuklarda işitme kaybı sıklığı artabilir çünkü bu yaş grubu çeşitli patojenlere maruz kalma riski taşır. Bu yaş aralığında en önemli işitme kaybı nedeni orta kulak  enfeksiyonları ve kafa travmalarıdır.

    Gençler yüksek sesle dinleme alışkanlıkları, yetişkinler işyeri gürültüleri nedeniyle akustik travma açısından risk altındadır. Zaman içinde bunlara ototoksik maruziyetler, yaşa bağlı değişiklikler eklenir. 

    Yaşa bağlı işitme kaybı bireyin yaşamının ileri dönemlerinde kademeli olarak ortaya çıkar. Bu tür işitme kaybı genellikle kokleada özellikle tüy hücrelerinde meydana gelen yaşa bağlı dejenerasyonlarla ilişkilidir. 

    Otoskleroz (kireçlenme) ve kemikçik zincir bozuklukları, kolesteatom gibi durumlar iletim tipi işitme kaybına neden olur. Cerrahi olarak tedavi edilebilir. 

    Bir diğer önemli husus ani sensorinöral işitme kaybıdır. Gürültüye maruz kalmak başta olmakla birlikte özellikle viral enfeksiyonlar veya idiyopatik (nedeni bilinmeyen) şekilde işitme hassasiyetinde aniden ortaya çıkan işitme kayıplarıdır. Bu tür işitme kayıplarında tinnitus (çınlama) genellikle eşlik eder. Her patolojide olmasa  da baş dönmesi ve denge bozuklukları olabilir. İlk 72 saat içinde müdahale edilmesi işitme kaybının tedavisi için çok önemlidir. 

    Yetişkinlerde ise işitme kaybı daha yaygın hale gelir.Yaşlanma uzun süreli gürültü maruziyeti ve bu etkileşimler işitme kaybını tetikleyen ana faktörler arasındadır. Ayrıca hipertansiyon yüksek kan şekeri ve sigara kullanımı gibi yaşam tarzı faktörleri de işitme kaybı riskini artırabilir.

    Özellikle 70 yaş üstü bireylerde işitme kaybı neredeyse üçte ikinin sorunu haline gelmiştir. Yaşlanan dünya nüfusu ve işitme kaybının yaşam kalitesine etkileri dikkate alındığında yaşa bağlı işitme kayıpları önemli bir toplum sağlığı problemidir.

    Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

    İşitme Kaybının Belirtileri ve Tanı Yöntemleri Nelerdir?

    İşitme kaybının belirtileri çocuklarda ve yetişkinlerde farklılık gösterir. Çocuklarda işitme kaybı genellikle semptomların dikkatli gözlemlenmesi ile anlaşılır. Erken belirtiler şunlardır:

    • Seslere tepkisizlik gösterme,
    • Davranışsal sorunlar sergileme,
    • Konuşma zorlukları ve dil gelişiminde gecikmeler yaşama,
    • Okulda başarısızlık,
    • Kelimeleri yanlış telaffuz etme.

    Yetişkinlerde ise işitme kaybı semptomları daha doğrudan belirtilerle kendini gösterir. Bu semptomlar arasında:

    • Kulak çınlaması,
    • Sesleri duymada güçlük çekme,
    • Konuşmaları anlamada zorluk,
    • Yüksek sesle konuşma eğilimi bulunur.

    İşitme kaybının tanısı için aile ve tıbbi öykü büyük önem taşır. Çocuklarda aile öyküsü doğum öncesi ve sonrası detaylar kritik bilgiler içerirken yetişkinlerde geçmiş tıbbi ve aile öyküsü iş ve gürültüye maruz kalma durumları sorgulanır.

    Fizik Muayene

    İşitme Nedir, Nasıl Gerçekleşir?

    Fizik muayene işitme kaybının doğrulanmasında ilk adımdır. KBB hekimleri otoskopik muayene yaparak kulak kepçesi, dış kulak yolu ve kulak zarına kadar olan bölgede bir patoloji/ anormallik olup olmadığı ve odyolojik testlere engel bir durum olup olmadığını muayene ederler.  İlk muayenede aranacak özel durumlar:

    • Yabancı cisim varlığı,
    • Kulak kiri birikimi,
    • Kulak enfeksiyonları,
    • Kulak zarı hasarı,
    • Orta kulakta sıvı birikimi.

    Doktorlar ayrıca dismorfik özelliklerin ve fiziksel anomali varlığının belirlenmesine özen gösterirler. Bu özellikler genellikle:

    • Yüz asimetrisi,
    • Kulak anomalileri,
    • Boyun ve cilt anormallikleri,
    • Diğer organ fonksiyon bozuklukları.

    Odyolojik İnceleme

    İşitme değerlendirme süreci yenidoğandan yetişkine kadar her yaş grubu için özel yöntemler gerektirir. Amerikan Pediatri Akademisi ve Bebek İşitme Ortak Komitesi bebeklerin doğumda veya en geç bir aylıkken işitme testinden geçirilmesini önermektedir. Bu erken teşhis olası işitme sorunlarını saptamada hayati önem taşır.

    • Beyin sapı işitsel uyarılmış yanıt (ABR/BERA) testi: Çoğunlukla yenidoğanlarda ve bebeklerde tercih edilen bir yöntemdir. Bu test işitme sinirin beyin sapına kadar olan bölümünde işitme sinirinin fonksiyonlarının değerlendirildiği objektif bir ölçüm yöntemidir. Test objektif bir test olmakla birlikte testin sonucunun yorumlanması subjektiftir. Mutlaka tecrübeli odyoloji uzmanları tarafından uygulanmalı ve değerlendirilmelidir. 
    • Otoakustik emisyon testi: Bu yöntem de yenidoğan ve bebeklerde daha sık tercih edilen bir yöntemdir. İç kulak fonksiyonları hakkında bilgi verir. ABR testinin tamamlayıcı testlerinden birisidir. 
    • İmmitansmetrik İncelemeler: Orta kulak ve akustik refleks yanıtlarının değerlendirildiği bu yöntem kombine bir yöntemdir. Kısa işlemlerdir. İnvaziv değildir. 
    • Çocuk Odyometrik incelemeleri: Kullanılacak test tekniği çocuğun yaşı, bilişsel gelişimi, dil gelişimi gibi faktörlere göre belirlenir. Yetişkinler için uygulanan saf ses odyometrisinin çocuklara göre modifiye edilmiş versiyonudur. Davranış gözlem, görsel şartlandırma, oyun odyometrisi gibi çeşitli teknikler kullanılabilir.  Klinisyenin tecrübesi, yaklaşımı ve çocukların kooperasyonu ile ilişkilidir. Hangi tekniğin kullanılacağı buna göre seçilir. Çocuk grupta tüm testlerin birlikte uygulanması en doğru yaklaşımdır. 

    Yetişkinlerde ve büyük çocuklarda kullanılan temel testler immitansmetrik incelemeler ve odyometrik incelemelerdir.  Bu testler birlikte kullanıldığında  işitme kapasitesi ve problemin kaynağı hakkında detaylı bilgiler sunar. 

    İşitme Kaybı Nasıl Tedavi Edilir ve Yönetilir?

    Çoğu iletim ve mikst tip işitme kayıplarının iletim bileşeni medikal ve cerrahi olarak tedavi edilebilen işitme kayıplarıdır. Tedavi yöntemi ve protokolleri KBB hekimleri tarafından planlanır, uygulanır. Konjenital kulak anomalileri gibi özellikli durumlarda işitme implantları veya cihazları gerekebilir. 

    Sensörineural işitme kayıpları kalıcı ve prograsif özellikler gösterebilen işitme kayıplarıdır. İşitme cihazları ilk telafi seçeneğidir. İŞitme cihazının yetersiz kaldığı ileri, çok ileri derecedeki sensorinöral kayıplarda implantasyon cerrahisi planlanabilir. 

    İşitme Kaybının Dereceleri Nelerdir?

    işitme kaybı dereceleri
    işitme kaybı dereceleri

    İşitme kaybının derecelendirilmesi kişinin işitme kapasitesinin azalma düzeyini belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü işitme kaybını çeşitli seviyelere ayırarak sınıflandırır. Çocuk ve yetişkinler için kullanılan derecelendirme cetveli farklıdır. 

    Bu sınıflandırma işitme kaybının derecesini belirlerken kritik bir referans noktasıdır. İşitme kaybının derecesi kişisel tedavi ve rehabilitasyon planlarının geliştirilmesinde önemli rol oynar. 

    İşitme Kaybının Olası Etkileri Nelerdir?

    İşitme kaybı özellikle çocuklar ve yaşlılar üzerinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Çocuklar arasında işitme zorlukları genellikle eğitim ve sosyal etkileşimlerde engeller yaratır. İşitme kaybı olan çocuklar konuşma gelişiminde gecikmeler yaşayabilir. Bu gecikmeler akademik başarıları üzerinde doğrudan olumsuz etkiler gösterir. Eğitim sürecinde karşılaşılan bu zorluklar özgüven eksikliğine ve arkadaşlık ilişkilerinde problemlere neden olabilir.

    • Konuşma gecikmeleri
    • Akademik başarıda düşüşler
    • Sosyal izolasyon

    Yetişkinlerde işitme kaybı sosyal etkileşimlerde azalmaya ve dolayısıyla izolasyona sebep olabilir. Bu izolasyon hissi zamanla bireylerde depresyon riskini artırabilir. Yetişkinlerde görülen bu durum genellikle sosyal çevrelerinden çekilmelerine yol açar.

    • Sosyal çevreden izolasyon
    • Depresyon riskinde artış

    Her yaş grubunda işitme kaybı hayatın çeşitli yönlerini olumsuz etkileyebilir ve bireylerin genel yaşam kalitesini düşürebilir.

    İşitme Sağlığını Korumak İçin Hangi Önlemler Alınmalı ve Hasta Tavsiyeleri Nelerdir?

    İşitme kaybının yönetimi çocuklardan yaşlılara kadar her yaştan birey için özelleştirilmiş yaklaşımlar gerektirir. Çocuklar için erken tanı ve müdahale onların dil ve sosyal gelişimlerinin sağlam temeller üzerine inşa edilmesini sağlar. Bu nedenle ebeveynlerin işitme kaybı konusunda bilinçlendirilmesi çocuklarının gelişimini desteklemek için hayati önem taşır. Ebeveynlere çocuklarının işitme durumlarını nasıl izleyecekleri ve ne zaman profesyonel yardım arayacakları konusunda bilgi verilir.

    Yetişkinlerde ve özellikle yaşlılarda işitme kaybı sosyal izolasyona ve iletişim güçlüklerine yol açabilir. Bu yaş grupları için işitme cihazlarının doğru kullanımı ve düzenli bakımı şarttır. İşitme cihazları kullanıcıların ihtiyaçlarına göre ayarlanmalı ve uygun hijyen koşullarında tutulmalıdır.

    Aşağıdaki önlemler işitme sağlığının korunması ve geliştirilmesine katkıda bulunur:

    • İşitme kontrolleri: Düzenli aralıklarla yapılmalıdır.
    • İşitme cihazlarının bakımı: Cihazların temizliği ve teknik kontrolleri düzenli olarak yapılmalıdır.

    Sıkça Sorulan Sorular

    İşitme nasıl gerçekleşir?

    İşitme, dış kulaktan giren ses dalgalarının kulak zarını titreştirmesiyle başlar. Bu titreşimler orta kulaktaki kemikçiklerle iç kulağa aktarılır ve işitsel sinir aracılığıyla beyne iletilir.

    İşitme kaybının en sık nedenleri nelerdir?

    Yaşlanma, yüksek sese maruz kalma, kulak enfeksiyonları, genetik faktörler ve ototoksik ilaç kullanımı işitme kaybının en sık nedenleri arasında yer alır.

    İşitme kaybı çocuklarda hangi sorunlara yol açar?

    Çocuklarda işitme kaybı, konuşma gelişimini geciktirir, öğrenme güçlüklerine ve sosyal iletişim sorunlarına neden olabilir. Erken tanı bu sorunların önlenmesinde çok önemlidir.

    İşitme kaybı hamilelikte bebeği etkiler mi?

    Anne adayında işitme kaybı genellikle bebeği doğrudan etkilemez. Ancak annenin iletişimde zorlanması nedeniyle gebelik takibi ve doğum süreci ek destek gerektirebilir.

    İşitme kaybı tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?

    Tedavi, nedene bağlı olarak ilaç tedavisi, cerrahi yöntemler, işitme cihazı veya koklear implant ile yapılabilir. Doğru yöntem için ayrıntılı odyolojik ve tıbbi değerlendirme gerekir.

    İşitme bozukluğu önlenebilir mi?

    Yüksek sesli ortamlarda kulak koruyucu kullanmak, enfeksiyonları zamanında tedavi etmek ve düzenli odyolojik kontrol yaptırmak işitme kaybını önlemede etkilidir.

    İşitme kaybı yaşlılarda yaşam kalitesini nasıl etkiler?

    Yaşlılarda işitme kaybı, sosyal izolasyona, depresyona ve bilişsel gerilemeye yol açabilir. İşitme cihazı kullanımı bu olumsuz etkileri büyük ölçüde azaltır.

    İşitme cihazı her işitme kaybında faydalı olur mu?

    İşitme cihazı, hafif ve orta dereceli işitme kaybında oldukça faydalıdır. Ancak ileri – çok ileri dereceli kayıplarda koklear implant gibi cerrahi çözümler tercih edilebilir.

    İşitme kaybı ile kulak çınlaması arasındaki ilişki nedir?

    İşitme kaybı olan birçok hastada kulak çınlaması da görülür. Çınlama, beyne ulaşan ses uyarılarının azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir yan etkidir.

    İşitme sağlığını korumak için günlük hayatta nelere dikkat edilmelidir?

    Kulak temizliği için pamuklu çubuk kullanmamak, yüksek sesli müzikten kaçınmak, stresten uzak durmak ve düzenli hekim kontrolü işitme sağlığını korumada önemlidir.

    Blog Yazıları