Presbiakuzi, yaşlanmaya bağlı olarak gelişen işitme kaybıdır. Genellikle 60 yaş üzerindeki bireylerde görülür ve her iki kulakta yavaş yavaş ilerleyen yüksek frekans kaybıyla karakterizedir.

Bireyler konuşmaları özellikle kalabalık ortamlarda ayırt etmekte zorlanabilir. Televizyonu yüksek sesle izleme, sık tekrar isteme gibi belirtiler yaygındır. Odyometrik testlerle tanı konur ve kaybın derecesi belirlenir.

Tedavide işitme cihazları, iletişim stratejileri ve işitsel rehabilitasyon yöntemleri uygulanabilir. Erken müdahale ile sosyal izolasyonun ve bilişsel gerilemenin önüne geçmek mümkündür. Düzenli takip, yaşam kalitesini artırır.

Yaşa Bağlı İşitme Kayıpları (Presbiakuzi)

Alçak frekans sesleri duyabildikleri için sesin kaynağını bulma, tanıma, sesin ritmini, duygusunu analiz etme konularında problem yaşamazlar. Söyleneni ayırt etme sorunları ise iyi işitilen seslerin gölgesi kalır ve spontan olarak dudak okumayı öğrenirler. Bu nedenle birebir konuşmalarda çok rahattırlar. Bu konfor işitme kaybı olan bireylerin işitme kayıplarını keşfetmelerini engelleyebilir.

Dolayısıyla işitme muayenesine çoğunlukla ihtiyaç duymazlar.  Genellikle işitme kayıplı bireylerin yakın çevresi, diğer aile fertleri televizyonun sesini çok açma, sık sık yanlış anlama gibi belirtiler gözlemlerler.

İşitme Kaybı TipleriSensörinöral işitme kaybı, Simetrik işitme kaybı, Yavaş ilerleyen işitme kaybı
Başlıca NedenlerYaşlanmaya bağlı iç kulak hücrelerinde dejenerasyon, Genetik yatkınlık, Uzun süreli gürültüye maruziyet, Kronik hastalıklar (diyabet, hipertansiyon), Ototoksik ilaç kullanımı, Damar hastalıkları, Sigara kullanımı
Yaygın BelirtilerÖzellikle yüksek frekansta işitme kaybı, Konuşmaları ayırt etmede güçlük, Kulak çınlaması (tinnitus), Sosyal izolasyon, Kulakta dolgunluk veya basınç hissi, Televizyon/radyo sesini yükseltme ihtiyacı
Tanı YöntemleriOdyometri, Klinik muayene, Timpanometri, Otoakustik emisyon testleri (OAE), ABR testi
Tedavi Yöntemleriİşitme cihazları, Koklear implantlar (ileri vakalarda), İşitme rehabilitasyonu, İşitme ve konuşma terapisi, Sosyal destek ve danışmanlık, Altta yatan hastalıkların yönetimi
Yaşa Bağlı İşitme Kayıpları (Presbiakuzi)
Yaşa Bağlı İşitme Kayıpları (Presbiakuzi)

Doktor Odyolog Emel Uğur

Dr. Odyolog Emel Uğur 1982 Çanakkale doğumludur. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 15 yıllık görev süresi boyunca ağırlıklı olarak Pediatrik Odyoloji ( Bebek ve Çocuklarda İşitme kayıpları), Otolojik hastalıklar (Kulak hastalıkları ve İşitme Sağlığı),  ve Vestibüler Sistem Hastalıkları ( Baş Dönmesi ve Dengesizlik) üzerine çalıştı. 2015 yılında Acıbadem Sağlık Grubu bünyesine katıldı.
Hakkımda

Yaşa Bağlı İşitme Kayıpları (Presbiakuzi) Nedir?

Presbiakuzi, yaşlanmaya bağlı olarak gelişen ve genellikle her iki kulakta simetrik olarak görülen ilerleyici işitme kaybıdır. İç kulakta bulunan işitme hücrelerinin zamanla hasar görmesi sonucu ortaya çıkar. Genellikle yüksek frekanstaki seslerin duyulmasında zorluk, konuşmaları ayırt etmede güçlük ve sosyal ortamlarda iletişim sorunları ile kendini gösterir. Tedavide işitme cihazları veya koklear implant gibi yardımcı teknolojiler kullanılabilir. Erken teşhis, yaşam kalitesini korumada önemlidir.

Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarının Detayları Nelerdir?

Presbikuzi ileri yaşla birlikte ortaya çıkan işitme kaybı sorunudur. Bu durum genellikle altmış yaş civarında belirginleşir ve zamanla ilerler. Stres, yaşamsal alışkanlıklar, mesleki gürültüye maruz kalma, çeşitli tıbbi tedaviler gibi faktörler işitme kaybının ilerleme hızını artırabilir.

İşitme kaybı tanısı Kulak Burun Boğaz hekiminin muayenesinin ardından mutlaka hastane ortamlarında yapılacak odyometrik ölçümlerle tanılanmalıdır. EN iyi test koşulları hastanelerdeki odyoloji laboratuvarlarıdır.

Yaşa bağlı işitme kaybının karakteristik özelliği çift taraflı, simetrik ve  yüksek frekanslı sesleri algılama yeteneğinin azalması şeklinde kendini gösterir. Yüksek frekanslı sesler genellikle sessiz sesler olup, enerjileri düşüktür. Ancak konuşulanın ayırt edici özelliklerini barındırırlar. Dolayısıyla konuşmanın anlaşılırlığı açısından çok önemlidirler.

Presbiakuzi medikal veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilen bir durum değildir. Dolayısıyla işitme kaybının yattığı yaşamsal handikap, ancak işitme cihazları ve implantları ile telafi edilebilir.

İşitme kaybının fark edilmesi ve yönetimi yaşam kalitesinin korunması için kritik önem taşır. İşitme cihazlarının kullanımı etkilenen bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları zorlukları azaltabilir, sosyal izolasyonu, depresyonu önleyebilir.

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarının Nedenleri Nelerdir?

    Presbikuzi yaşlanma süreciyle ilişkili karmaşık bir sağlık sorunudur ve pek çok farklı faktör bu duruma katkıda bulunabilir. Yaşla birlikte özellikle iç kulaktaki yapısal ve işlevsel değişimler işitme kaybının başlıca nedenlerindendir. Bunun yanında genetik yatkınlık, çevresel etkenler ve hormonal değişiklikler de önemli rol oynar.

    Genetik Faktörler:

    Bazı bireylerde mitokondriyal DNA’daki değişikliklerin oksidatif stresin etkilerini artırarak işitme kaybını hızlandırdığı görülmüştür.

    Ototoksik Faktörler:

    Bazı tıbbi tedavilerde kullanılması zorunlu olan ilaçlar işitme duyusunda azalmaya yol açabilir. İşitme kaybına yol açabilen kimyasallar ve ilaçlar şunları içerir:

    • Salisilatlar
    • Loop diüretikler
    • Aminoglikozitler
    • Bazı kemoterapötik (Anti- Kanser ilaçları) ajanlar

    Ayrıca bazı kimyasallara maruziyet, özellikle tolüen, stiren ve civa gibi toksik kimyasallar ototoksik etkiler yaratarak işitme kaybına neden olabilir.

    Gürültü Maruziyeti Faktörleri:

    Gürültüye uzun süreli maruz kalmanın özellikle genç yaşlarda koklear hasara ve dolayısıyla ileri yaşlarda daha şiddetli işitme kaybına sebep olduğu bilinmektedir. Mesleki gürültüler (fabrikalar, atölyeler, silahlı kuvvetler mensupları, belediye ve inşaat işçileri gibi) de işitme kaybını hızlandıran faktörlerdir.

    Hormonal Faktörler:

    Seks hormonlarının ve glukokortikoidlerin işitme yetisinin azalmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Menopoz sonrası hormon replasman tedavileri de işitme kaybı riskini artırabilir.

    Presbiakuzi yaşa bağlı işitme kaybıdır. Bununla birlikte hızlandırıcı veya yatkınlık oluşturan faktörler göz ardı edilmemelidir. Bu nedensel çeşitlilik işitme kaybının çeşitli biçimlerde ortaya çıkmasına yol açar.

    Dolayısıyla presbikuzi kendi içinde sensör (duyusal), nöral (sinirsel), strial (metabolik), mekanik, mikst ve idiopatik (nedeni bilinmeyen) olmak üzeere sınıflandırılır.

    • Sensör (Duyusal) Presbikuzi:

    Kokleanın bazal yönünde bulunan reseptör tüy hücrelerinin kaybı ile ilişkilidir. Özellikle yüksek frekanslarda daha belirgin olan işitme kaybına neden olur.

    • Nöral (Sinirsel) Presbikuzi:

    Koklear sinir liflerinin ve spiral ganglion nöronlarının azalmasıyla karakterizedir. İşitme kaybının konfigürasyonundan ziyade konuşulanı ayırt etme becerilerinde önemli bozulmalar görülür. Vakit kaybetmeden işitme cihazı başlanmalıdır.

    • Strial (Metabolik) Presbikuzi:

    Stria vaskülaris hücrelerinin dejenerasyonu sonucunda ortaya çıkar.  Özellikle glikoz metoblizmasındaki bozukluklardan etkilenir. Alçak ve orta frekanslarda belirgin işitme kaybı oluşur.

    • Mekanik Presbikuzi:

    Kokleanın fiziksel değişimlerine bağlı olarak gelişir ve odyogram paterni ile teşhis edilir. Genellikle yüksek frekans kaybı belirgindir. Konuşmayı ayırt etme becerisi işitme düzeyi ile orantılıdır.

    • Mikst (Karışık) Presbikuzi:

    Birden fazla presbiakuzi türünün birlikteliğidir.

    • İdiopatik (Nedeni belli olmayan) Presbikuzi:

    Spesifik özelliklerini olmadığı durumlar için kullanılan bir tanımdır. Bozulmuş hücresel metabolizma, azalmış sinaptik fonksiyon, endolenf kimyasındaki değişiklikler,  santral işitsel işlemleme bozuklukları

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıpları Ne Kadar Yaygındır?

    Presbikuzi yaşlı nüfus arasında sık rastlanan bir durumdur. Yaşın ilerlemesi ile işitme kaybı insidansında dramatik bir artış görülmektedir. 50-65 yaşları arasında işitme kaybı insidansı %15-20 arasında iken, bu oran 65 yaşın üzerinde % 30-40’a kadar çıkmaktadır.

    Yaşlı nüfusun her geçen gün artması, bu grupta işitme kaybının en önemli sorunlar arasında olmasına neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün 2021 yılında yayınladığı Dünya İşitme Sağlığı raporuna göre yaşam süresi arttıkça işitme kaybı daha önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmektedir. Dolayısıyla presbikuzinin erkenden çözümlenmesi yaşlı popülasyonun yaşam kalitesini birincil olarak etkileyen faktörlerdendir.

    Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre 2025 yılına kadar dünya genelinde 60 yaş ve üstü kişiler arasında 500 milyondan fazla birey önemli derecede işitme kaybı yaşayacaktır. Bu tahminler yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte işitme kaybının daha da yaygınlaşacağını göstermektedir. 75 yaşına kadar yaşlı yetişkinlerin yarısından fazlası ve 90 yaşın üzerindeki neredeyse tüm bireyler işitme kaybından etkilenmektedir.

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarının Ardındaki Süreçler Nelerdir?

    Presbikuzi yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kabul edilir ve bu durum genellikle iç ve dış faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Yaşın ilerlemesiyle birlikte iç kulak yapısında önemli değişiklikler gözlemlenir. Bu değişiklikler:

    • Saç hücrelerinde azalma
    • Stria vaskülaris bölgesinde yapısal bozulmalar
    • Afferent spiral ganglion nöronlarında dejenerasyon

    şeklinde sıralanabilir. Ayrıca çevresel etkiler de işitme kaybının şiddetini artırabilir. Gürültüye maruz kalma sigara kullanımı ve bazı ilaçların kullanımı iç kulaktaki hücrelere zarar verebilir ve işitme kaybını hızlandırabilir.

    İşitsel kortekse sinyal iletimindeki bozukluklar da bu sürecin bir parçasıdır. Nörolojik yolların hasar görmesi sesleri işleme yeteneğini düşürür ve dolayısıyla sesleri doğru bir şekilde algılama kapasitesi azalır.

    Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarında Hangi Belirtiler Gözlemlenir ve Hangi Muayeneler/ Testler Yapılmalıdır?

    Yaş ilerledikçe ortaya çıkan presbikuzi genellikle belirgin belirtilerle kendini gösterir. En sık rastlanan durumlar arasında bireylerin yüksek frekanslı sesleri duymakta zorlanmaları yer alır. Özellikle kalabalık ortamlarda veya arka plan gürültüsünün olduğu durumlarda konuşmaları ayırt etmek güçleşir.

    Hasta çoğunlukla bu durumun farkında olmayabilir ancak çevresindekiler bu değişimi gözlemleyebilir. İşitme kaybı sinsi bir başlangıç gösterebilir ve yavaş yavaş ilerler.

    İşitme kaybı tespiti için yapılan fizik muayeneler genellikle basit ve doğrudandır. Serumen (Kulak kiri) birikmesi gibi yaygın sorunlar işitme kaybının yanlış teşhis edilmesine neden olabilir. Bu yüzden öncelikle kulağın muayene edilmesi, gerekliyse hekim tarafından temizlenmesi gerekir.

    Daha sonra işitme kaybının tipini belirlemek için çeşitli testler uygulanır. Bu testler arasında en bilinenler saf ses odyometrisi ve konuşma odyometrisidir. Saf ses odyometrisi hastanın işitme kaybının tipinin (iletim tipi mi yoksa sensörinöral mı vb. ), derecesinin belirlenmesini sağlar. Ayrıca konuşma odyometrisi ile de bireyin konuşmayı alma, konuşmayı ayırt etme gibi temel işitsel işlemleme becerileri incelenir.

    Odyogram Nedir?

    Saf ses odyometrisi testi ile tespit edilen işitme eşik düzeylerinin kaydedildiği grafik odyogram olarak isimlendirilir. Odyogramlar iyi yorumlandığında kişinin işitme kaybına bağlı yaşadığı iletişimsel zorluklara iyi projeksiyon tutar.

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarının Tedavi ve Yönetim Yöntemleri Nelerdir?

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıpları (Presbiakuzi)

    Presbikuzi için belirlenmiş tedavi yöntemi bulunmamaktadır. İşitme kaybı yaşayan bireylerin yaşam kalitelerini artırmak için işitme cihazları kullanılmaktadır.

    İşitme cihazları sesleri yükselterek kullanıcının daha iyi duymasına olanak tanır. Bu cihazlar işitme kaybı olan bireyler için mükemmel çözümler sunabilirler. İşitme cihazlarının çeşitli kısıtlılıkları olmasına rağmen iyi ayarlanmış bir işitme cihazı muhteşem kullanıcı deneyimi ile sonuçlanır.

    İşitme cihazlarının etkin kullanımı öğrenme ve uyum sürecini gerektirir. Bu süreçte hasta hem cihazın fiziksel rahatsızlıklarına hem de bilişsel uyuma adaptasyon sağlamalıdır. İşitme cihazlarının bakımı ve yönetimi cihaz takıldıktan sonra devam eder. Bu yönetim işitsel rehabilitasyon gerektirir ve genellikle odyologlar desteklenir.

    Hastaların işitme cihazlarına adapte olmaları için cesaretlendirilmelidir. Çünkü birçok hasta işitme cihazlarını rahatsız, çekici olmayan ve kozmetik açıdan uygun olmayan ve yaşın ilerlemesinin onayı gibi olarak algılayabilir.

    Aslında sağlıklı işitme sağlıklı iletişimin kurulması ve sürdürülmesini sağlar. Dolayısıyla bu konuda uzman kişilerden görüş alınmalı, mutlaka çeşitli deneme oturumları yapılarak en uygun cihaz ve ayarların belirlenmesi sağlanmalıdır.

    Bazı koruyucu önleyici ipuçları:

    • Uzun süreli yüksek seslere maruz kalmaktan kaçınmak için kulak tıkacı veya kulaklık kullanmak işitme kaybını arttıran akustik travmanın azaltılmasını sağlar.
    • Sağlıklı bir diyet ve aktif bir yaşam tarzı işitme kaybının ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.
    • Sigara içmekten vazgeçmek yaşa bağlı işitme kaybını geciktirebilir.

    Araştırmacılar yaşa bağlı işitme kaybının genetik ve metabolik bileşenlerini inceliyor:

    • Antioksidanlar oksidatif hasarın potansiyel rolü göz önünde bulundurularak işitme kaybını yavaşlatabilir. Ancak insanlarda yapılan araştırmalar antioksidan açısından zengin bir diyetin işitme kaybını önlemedeki etkisini sınırlı bulmuştur.
    • Koenzim Q-10 ve ginkgo biloba gibi ajanlar yeterli kanıt olmamasına rağmen incelenmiştir.
    • İşitme kaybı için potansiyel gen ve hormon tedavileri üzerine araştırmalar devam etmektedir. Bu araştırmalar işitme kaybı tedavisinde yeni yaklaşımlar sunabilir.

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarında Göz Önünde Bulundurulması Gereken Ek Durumlar Nelerdir?

    Presbikuzi tanısı dışlama yöntemiyle konulur ve genellikle sensörinöral işitme kaybı özelliğine sahiptir. Saf ses odyometrisi ve konuşma odyometrisi olmazsa olmaz testlerdir. Ancak immitansmetrik incelemeler olarak isimlendirilen, orta kulak ve işitme sinirinin refleks arklarının değerlendirildiği daha geniş bir test bataryası uygulanması hastanın işitme cihazından gördüğü yararı arttırır.

    İşitme kaybı, presbikuzi özelliklerine uymuyorsa ileri görüntüleme ve metabolik testler önerilebilir. İşitme kaybı ile ilişkilendirilebilen durumlar arasında genetik faktörler ve çeşitli sağlık problemleri yer alır. İşitme kaybının altında yatan nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

    • Gürültüye maruz kalma
    • Enfeksiyonlar
    • Ménière hastalığı
    • Travma
    • Otoimmün hastalıklar
    • Perilenf fistülü
    • Genetik yatkınlık
    • Otoskleroz
    • Tümörler
    • Ototoksik maddelere maruz kalmak
    • Metabolik disfonksiyonlar

    Yaşlı bireylerde işitme kaybı ile ruh hali ve bilişsel değişiklikler gözlemlenebilir. Bu durumlar genellikle işitme kaybına bağlı olarak gelişir. Özellikle sosyal izolasyon, depresyon ve bilişsel değişiklikler açısından dikkatli olunmalıdır. Dolayısıyla yaşlı hastaların genel durum değerlendirmesi bu tür değişikliklerle birlikte yapılmalıdır.

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarının Etkileri Nelerdir?

    Yaşam sürecinde yaşlanma ile doğal olarak gelen işitme kayıpları bireyin günlük yaşantısını önemli ölçüde etkileyebilir. Presbikuzi tam anlamıyla sağırlığa sebep olmasa da ihmal edildiğinde ya da uygun şekilde tedavi edilmediğinde zihinsel ve bilişsel sağlık üzerinde derin etkiler yaratabilir.

    İşitme cihazları bu durumun yol açabileceği sorunları hafifletmek için büyük bir yardımcıdır. Düzenli kullanımla bu cihazlar işitme kaybının etkilerini azaltmaya yardımcı olur:

    • İşitme kaybının getirdiği sosyal izolasyonu önler
    • İletişim becerilerini güçlendirir
    • Bilişsel düşüşü geciktirir

    İşitme cihazlarının etkin kullanımı için bireylerin işitsel rehabilitasyon programlarına katılımı teşvik edilmelidir. Bu tür programlar işitme kaybıyla başa çıkmada önemli rol oynar.

    Ülkemizde bu amaçla yapılan uygulamalar çok sınırlıdır. Bu nedenle işitme kayıplı ve işitme cihazı kullanan bireylerin ard alan (çevre) gürültüsünün az olduğu mekanlarda bir araya gelmeleri, sosyalleşmeleri en yapıcı rehabilitasyon yöntemidir.

    İşitme cihazları işitme kaybını tam olarak geri çeviremese de doğru işitme cihazı seçimi, doğru ayarlama ve düzenli kullanım yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. İşitme cihazları yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi tedavi yöntemleri de alternatif olarak sunulabilir.

    Yaşa Bağlı İşitme Kayıplarının Komplikasyonları Nelerdir?

    Yaşlı yetişkinlerde işitme kaybı çeşitli komplikasyonlara yol açabilir ve günlük yaşamın birçok yönünü etkileyebilir. İlk olarak bu durum genellikle bireylerin sosyal etkileşimlerini olumsuz etkiler.

    Artan sosyal izolasyon kişinin yaşam kalitesini düşürebilir ve psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilir. Özellikle işitme kaybı yaşayan bireylerde anksiyete depresyon ve uyuşukluk gibi ruh hali bozuklukları daha sık görülür.

    Ayrıca işitme kaybı günlük aktiviteler sırasında güvenliği tehdit edebilir. Örneğin:

    • İşitme zorluğu çeken bireyler kapı zillerini veya telefon çalmalarını duymakta güçlük çekebilir.
    • Duman alarmı ve dönüş sinyalleri gibi hayati öneme sahip uyarıları algılamada zorlanabilirler.

    Bu durum özellikle acil durumlarda yanıt verme yeteneğini sınırlar ve ciddi güvenlik riskleri oluşturabilir. Bunun yanı sıra işitme kaybı bireylerin özerkliklerini azaltabilir ve bağımsız hareket etme kabiliyetlerini kısıtlayabilir. İşitsel bilgilerin eksik algılanması kişinin çevresiyle etkileşimini ve dolayısıyla çevresel farkındalığını sınırlar.

    Bilimsel araştırmalar işitme kaybı ve bilişsel işlev bozuklukları arasında güçlü bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. İşitme kaybının şiddeti arttıkça demans gibi bilişsel rahatsızlıkların gelişme riski de artar.

    İşitme kaybının neden olduğu zihinsel yüklenme beyin kaynaklarının daha fazla tüketilmesine neden olur. Bu durum hafıza ve diğer bilişsel işlevler için kullanılabilecek kaynakların azalmasına yol açar.

    Son olarak işitme kaybı ile postüral kontrol arasında ilişki bulunmaktadır. İşitme zorlukları özellikle yaşlılarda dengesizlik ve düşme riskini artırabilir. Düşmeler yaşlılarda ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere yol açabilir.

    Yaşlılarda İşitme Kaybını Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır?

    Yaşlanma süreci ile işitme kaybı kaçınılmaz olarak artar. Yetişkinlerde bu durum sıklıkla görülür ve erken müdahale yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.

    İşitme bozukluklarının erken teşhisi için yaşlı bireyler düzenli olarak test edilmelidir. İşitme kaybıyla mücadelede başarılı stratejiler uygulanabilir. Bu yöntemler işitme kaybının ilerlemesini yavaşlatır ve bireylerin sosyal yaşamlarını olumlu yönde etkiler.

    • Sağlıklı yaşam biçimi benimsemek ve sigara içmekten kaçınmak işitme kaybını geciktirebilir.
    • Fiziksel ve bilişsel aktiviteler işitme yeteneğini korumada etkilidir.
    • İşitme kaybının başlangıcını geciktirmek için kulak kiri düzenli olarak temizlenmelidir.
    • Yüksek gürültüye maruz kalmamak için kulak koruması kullanımı şarttır.

    Bu önlemler aynı zamanda genel sağlık durumunu da destekler. İşitme kaybı kardiyovasküler risklerle bağlantılı olabileceği için sağlıklı alışkanlıklar edinmek çift yönlü fayda sağlar.

    Özellikle gürültülü ortamlarda kulakların korunması işitme kaybının daha fazla kötüleşmesini önleyebilir. Yaşlı bireyler işitme kaybının sosyal etkileşimler üzerindeki etkisini minimize etmek için bu önerilere dikkat etmelidir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Metabolik presbiakuzi yaşa bağlı işitme kaybının özgün bir türüdür. İnsanlarda yaş ilerledikçe işitme yollarındaki fonksiyon bozuklukları sonucunda gelişir. Bu durum özellikle stria vascularis adlı yapının yaşlanma ile atrofiye uğraması sonucunda ortaya çıkar. Stria vascularis iç kulağın kimyasal ve biyoelektrik dengesini koruyarak metabolik sağlığı destekler. Atrofi kokleanın işitme eğrisini etkiler ve bu da işitme kaybına neden olur. Genellikle tinnitus gibi semptomlarla birlikte görülür. Metabolik presbiakuzi tüm frekansları etkilediğinden sadece işitme hassasiyeti azalmaz, konuşmayı ayırt etmek de aynı ölçüde bozulur.  Özellikle gürültülü ortamlarda konuşmaları anlama yetisi  belirgin azalır.

    Presbiakuzi genellikle orta yaşlarda başlar ve yaş ilerledikçe daha yaygın hale gelir. Özellikle 40-45 yaş aralığında ortaya çıkma eğilimindedir. Ancak 65-70 yaşlarına gelindiğinde bu durumun toplumda %70-80 gibi oldukça yüksek bir orana ulaştığı gözlemlenir. Dolayısıyla presbiakuzinin başlangıç yaşı genellikle 40 ile 45 yaş arasında değişkenlik gösterirken ileri yaşlarda bu durumun çok daha yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Bu yaş aralığı presbiakuzi için en karakteristik zaman dilimi olarak kabul edilir.

    Nöral presbiakuzi yaşlı bireylerde daha sık rastlanan bir işitme kaybı türüdür. İç kulaktaki spiral ganglion hücrelerinin dejenerasyonu ve santral işitme yollarındaki sinir hücrelerinin atrofisi ile ilgilidir.

    Her 10 yılda iç kulaktaki tüy hücrelerinin 2100- 3500 kadarı azalmakta, dejenere olmakta ve fonksiyonunu kaybetmektedir. Bu durum genellikle yüksek frekans sesleri  daha fazla etkiler. Dolayısıyla konuşma ayırt etme kabiliyetinde belirgin azalmaya yol açar. Nöral presbiakuzi, genetik yatkınlıkla ilişkilendirilir. Özellikle yaş ilerledikçe daha da belirginleşir.