Mal de Débarquement Sendromu (MdDS), deniz yolculuğu veya uzun süreli hareket sonrası karada sallanma hissi ile ortaya çıkan nadir bir denge bozukluğudur. Kişi hareketsiz olsa da sallanma, dalgalanma ve dengesizlik hisleri devam eder. Bu durum yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler.
MdDS belirtileri arasında sürekli sallanma hissi, baş dönmesi, odaklanma güçlüğü ve yorgunluk öne çıkar. Şikâyetler genellikle yolculuk sonrası başlasa da, bazen kendiliğinden de ortaya çıkabilir. Belirtiler günlerce hatta aylarca devam edebilir.
MdDS nedenleri tam olarak bilinmemektedir ancak vestibüler sistemin adaptasyon sürecindeki bozukluklarla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Kadınlarda daha sık görülen bu sendrom, hormonal faktörlerden ve migren yatkınlığından da etkilenebilir.
MdDS tedavisinde vestibüler rehabilitasyon, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı düzenlemeleri uygulanır. Bazı hastalarda denge egzersizleri faydalı olurken, bazılarında semptomları hafifletmek için nörolojik tedavi yöntemleri tercih edilmektedir.
Mal de Debarquement Sendromu Nedenleri Nelerdir?
Mal de Debarquement Sendromu’nun nedeni uzun süre pasif harekete maruz kalmaktır. Öncelikle uzun süreli pasif hareket sonrası beyin hareketi işleme biçimindeki değişiklikleri tersine çeviremez. Bu nedenle hareket sonlandığında sallanma, sersemlik hissi oluşabilir.
Bir başka etken olarak vestibüler-oküler refleksin bozulması göze çarpar. Bu durum denge ve uzamsal yönelimin korunmasında önemli rol oynayan sistemlerin yeniden kalibrasyonunu başaramadığı anlamına gelir. Bu sistemlerdeki başarısızlık özellikle beyincik ve vestibüler çekirdeklerde süregelen anormal aktivitelerden ileri gelir.
Araştırmalar bu bozukluğun nedenlerini çözümlemek için çeşitli nörogörüntüleme tekniklerini kullanmıştır.
- Fonksiyonel görüntülemeler özellikle sol entorinal korteks ve amigdala bölgelerinde artmış aktiviteyi belgelemiştir.
- Bu bölgelerdeki aktivite duyusal işleme alanları ile anormal bağlantılar ve frontal ile temporal korteksler arasında azalmış bağlantılar sergilemektedir.
Diğer bir faktör nöroplastisite üzerine kurulu teorilerdir.
- Beyin salınımlı harekete sürekli maruz kaldığında bu hareketlere patolojik bir şekilde adapte olur.
- Buna bağlı olarak benzer harekete yeniden maruz kaldığında semptomlarda geçici rahatlama görülmesi beyinin bu uyumsuz hareket modeline olan bağımlılığını ortaya koyar.
Hormonal değişiklikler de MdDS’nin nedenleri arasında yer alır.
- Özellikle perimenopozal dönemdeki kadınlarda gözlenen hormonal dalgalanmalar nöromodülatör olan Kalsitonin Geniyle İlgili Peptid’in etkilerini tetikleyebilir.
- Bu peptid sinirsel uyumsuzlukları artırarak MdDS semptomlarının devamına neden olur.
Mal de debarquement sendromu Ne Kadar Yaygındır?
Mal de Débarquement Sendromu özellikle kadınlar arasında erkeklere kıyasla daha sık görülen bir durumdur. Oran sekiz kadına karşı iki erkektir. MdDS bir çeşit nörolojik bozukluk olup, cinsiyete özgü bir dağılımı genellikle gonadol hormonlar ile ilişkilendirilmektedir.
MdDS hava, deniz veya kara ulaşımını kullanan tüm bireylerde ortaya çıkarbilir. Genellikle uzun deniz yolculuğu, uzun uçuşlar, ardarda lunapark gibi eğlence parklarında çeşitli araçları kullanmak gibi maruziyetler temel tetikleyicilerdir. Seyahat bitiminde karaya uyum sağlayamama, salllanma ve dengesizliklik hissi ile karakterizedir. Hasta hikayesi alınırken vakaların büyük bir çoğunluğunda bu tetikleyici net olarak belirtilir.
Spontan Başlangıçlı Mal de Débarquement Sendromu hareket maruziyeti olmaksızın ortaya çıkan vakaları tanımlar. Bu grup daha küçük bir yüzdeyi temsil etmekte olup stres, hormonal değişkenlikler ve hareketle ilgili olmayan diğer faktörler ile tetiklenebilir. Kısaca;
- Stres
- Hormonal değişiklikler
- Hareketle ilgili olmayan diğer faktörler
gibi faktörlerle tetiklenebilir.
Ortaya çıkma yaşı genellikle yaşamın 4. – 5. dekatlardır. Ortalamada 43-52 yaş arasındadır. Hareket hissi aylarca hatta yıllarca sürebilir ve bu durum kişilerde ciddi fiziksel ve psikolojik etkilere neden olur.
Mal de Débarquement Sendromu’nun yaygınlığı kesin olarak bilinmemektedir çünkü yetersiz ve yanlış teşhis oldukça yaygındır. Nöroloji veya KBB kliniklerinde görülen hastaların çok küçük bir yüzdesi bu tanıyı alır ve bu oran yaklaşık %1,3 civarındadır. Hastalığın tanımlanması ve tanı konulması zorlaşabilir çünkü Spontan Başlangıçlı vakalar Kalıcı Postural-Algısal Baş Dönmesi (PPPD) gibi diğer durumlarla karışabilir. MdDS’li bireylerin büyük bir kısmı migren sorunu yaşar ve bu da hastaların %23 ila %38’ini etkiler. Hormonal dalgalanmaların rolü özellikle dikkate değerdir zira birçok kadın perimenstrüel dönemlerde semptomların kötüleştiğini bildirir.
Mal de Débarquement Sendromu’nun Belirtileri Nelerdir?
Mal de Débarquement Sendromu hareketsiz durumdayken bile bir hareket hissi veren bir durumdur. Bu durum genellikle bir tekne yolculuğu sonrası ortaya çıkar ve kişiler kendilerini dalgalı bir ortamda gibi hissederler. Semptomlar genellikle hareketsizken artar statik ortamlarda çalışma sırasında semptomlar şiddetlenebilir. Ayrıca stres ve yorgunluk gibi durumlar da semptomların alevlenmesine neden olur.
Belirtiler arasında:
- Salınımlı vertigo: Hareketsizken bile sürekli bir hareket hissi yaşanır.
- Pasif hareketle iyileşmeler: Araba ya da tekne gibi pasif harekete maruz kalındığında semptomlar geçici olarak azalabilir.
- Hareket olmadan alevlenmeler: Statik durumlarda semptomlar daha belirgin hale gelebilir.
- İlişkili migren: Hareketle ilişkili semptomlarla birlikte migren daha sık görülebilir.
- Bilişsel zorluklar: Bellek, konsantrasyon ve genel bilişsel işlevlerde zorluklar olabilir.
- Diğer semptomlar: Anksiyete, depresyon, uyku bozuklukları ve ışığa hassasiyet yer almaktadır.
Mal de debarquement sendromu Teşhisi Nasıl Yapılır?
Mal de Débarquement Sendromu teşhisi genellikle klinik bir değerlendirme ile konulur. Hasta öyküsü detaylı bir semptom analizi gerektirir. Hastalar tipik olarak uzun süreli dalgalanma ve yalpalanma hissini rapor ederler. Bu semptomlar genellikle hareketsiz olduklarında daha belirgindir ve hareket ile hafifleyebilir. Vestibüerl incelemeler olası diğer nedenleri dışlamak için mutlaka yapılmalıdır.
Teşhisin Temel Adımları:
- Hastanın detaylı öyküsünün alınması özellikle pasif hareket sonrası semptomların başlangıcını içerir.
- Semptomların süresi ve şiddeti değerlendirilir.
- Hareketle tetiklenen ve tetiklenmeyen formların ayrımı yapılır.
- VNG, v-HIT ve mümkünse VEMP yapılması önerilir.
MdDS hareket hastalığının farklı bir varyantı olsa da ön planda bulantı-kusma yoktur.
Özellikle hareket esnasında rahatlama gösteren semptomların, statik pozisyonlarda şiddetlenmesiparadoksal bir yanıt olsa da MdDS için önemli bir tanısal işarettir.
Tanıda Kullanılan Yöntemler:
- Vestibüler testler genellikle normal sonuçlar verir. Testlerin yapılma nedeni olası diğer patolojileri dışlamaktır.
- Görüntüleme teknikleri de (MRI, BT ) kullanılır ama bu testler de çoğunlukla normaldir.
Mal de debarquement sendromu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Mal de Débarquement Sendromu tedavisi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilir. Dr. Mingjia Dai’nin geliştirdiği bir yöntem olan vestibulo-oküler refleks (VOR) uyarlama baş hareketleri ve optokinetik stimülasyon ile denge sistemini yeniden kalibre etmeyi amaçlar. Bu protokol hastaların büyük bir kısmında semptomlarda önemli iyileşmeler sağlar. Tedavi genellikle birkaç gün süren kısa seanslar şeklinde uygulanır.
İlaç tedavisi olarak:
- Benzodiazepinler
- Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI)
Bu ilaçlar merkezi sinir sistemi üzerindeki etkileri sayesinde hareket hissi ve buna bağlı kaygı ile depresyonu azaltır. Hastalar genellikle bu ilaçlarda rahatlama hisseder.
Araştırma aşamasında olan bir başka yöntem ise tekrarlayan transkraniyal manyetik stimülasyon (rTMS)’dur. Bu yöntem anormal sinirsel bağlantıları hedef alarak özellikle beyin aktivitesini modüle eder ve semptomları hafifletme potansiyeli sunar.
Semptom yönetimi için uygulanan konvansiyonel stratejiler:
- Görsel ve duyusal uyaranların azaltılması
- Uykunun iyileştirilmesi
- Stres seviyelerinin yönetilmesi

Dr. Audiologist Emel Uğur was born in 1982 in Çanakkale. She worked for 15 years at Istanbul Training and Research Hospital, specializing in Pediatric Audiology, Otologic Diseases, and Vestibular System Disorders. In 2015, she joined the Acıbadem Healthcare Group. She currently works as a Dr. Audiologist at Acıbadem Altunizade Hospital and also serves as a faculty member and program director of the Audiometry Department at Acıbadem University Vocational School of Health Services.
İstanbul'daki Kliniğimizin Konumu