Odyolog, işitme ve denge bozukluklarını tanılayan, değerlendiren ve tedavi eden sağlık profesyonelidir. Odyologlar, özellikle kulak hastalıkları, işitme kaybı ve iç kulakla ilgili denge problemleri konusunda uzmanlaşmış kişilerdir ve hastalara uygun rehabilitasyon programları uygular.

Odyolog olabilmek için, üniversitelerin 4 yıllık Odyoloji lisans programından mezun olmak gereklidir. Bu programlar, anatomi, fizyoloji, akustik, klinik odyoloji ve işitme cihazları gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitim sunar. Mezuniyet sonrası uzmanlık veya yüksek lisansla mesleki yeterlilik artırılabilir.

Odyologların görev alanı, yeni doğan işitme taramalarından, erişkin ve yaşlı bireylerdeki işitme değerlendirmelerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ayrıca işitme cihazı ve koklear implant uygulamaları gibi teknolojik çözümler de odyologların sorumluluk alanındadır.

Denge sağlığı odyolojinin uzmanlık alanına girer. Denge değerlendirmeleri, rehabilitasyonu konusunda en kapsamlı eğitimi alan sağlık profesyonelleridir.

Kamu hastaneleri, özel klinikler, işitme cihazı merkezleri ve üniversiteler gibi birçok alanda çalışma imkânı vardır. Odyologlar, bireysel hasta takibi yapabildikleri gibi, multidisipliner sağlık ekiplerinde de görev alabilirler ve araştırmalara katılarak akademik kariyer yapabilirler.

Bilmeniz GerekenlerBilgi
Meslek TanımıOdyolog, işitme ve denge bozukluklarını değerlendiren, tanı koyan ve rehabilitasyon sürecini yürüten sağlık profesyonelidir. Bireylerin işitme ve denge sistemiyle ilgili sorunlarını belirlemek, uygun cihazları seçmek (örneğin işitme cihazı, koklear implant), uygulamak ve takibini yapmak, gerekli durummlarda bireye özgü rehabilitasyon programı planlamak ve uygulamak odyologun görevlidir.
Çalışma AlanlarıHastaneler, özel klinikler, üniversiteler, işitme cihazı merkezleri, rehabilitasyon merkezleri, iş sağlığı ve güvenliği birimleri, işitme engelli bireylerle çalışan kurumlar.
Görev ve Sorumluluklarİşitme testleri uygulamak, işitme kaybı düzeyini belirlemek, işitme cihazı veya implant önerisinde bulunmak, vestibüler değerlendirme yapmak, denge testleri uygulamak, işitme rehabilitasyonu yapmak, yeni doğan işitme taramaları başta olmak üzere işyeri, geriatrik vb. işitme taramalarını gerçekleştirmek.
Gerekli EğitimOdyoloji lisans programını başarıyla tamamlamak gereklidir. Bu program genellikle 4 yıldır ve üniversitelerin Sağlık Bilimleri Fakültelerine bağlıdır.
Üniversite Giriş ŞartlarıTürkiye’de lisans programına yerleşebilmek için Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testi (AYT) sınavlarına girilmesi gerekir. Sayısal puan türü ile öğrenci kabul edilir.
Mezuniyet Sonrası Eğitimİsteğe bağlı olarak yüksek lisans ve doktora programlarıyla akademik kariyer yapılabilir. Ayrıca vestibüler rehabilitasyon, işitme cihazı uygulamaları gibi alanlarda sertifika ve kurslara katılım mümkündür.
Gerekli Kişisel Özelliklerİletişim becerisi yüksek, sabırlı, detaylara dikkat eden, analitik düşünebilen, teknolojiye ilgi duyan ve insanlarla etkili şekilde çalışabilen bireyler için uygundur.
Resmî UnvanOdyoloji lisans programını bitiren bireyler “Odyolog” unvanını alırlar.
Çalışma KoşullarıGenellikle tam zamanlı, kapalı ortamda ve randevu sistemiyle çalışılır. Çalışma saatleri hastane veya kurumun sistemine göre değişebilir.
Mesleki Yetki ve Yasal DurumOdyologlar, Sağlık Bakanlığı onaylı diploma ile yasal olarak görev yapabilirler. Odyoloji mesleği, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun kapsamında tanımlanmıştır.

Odyolog Kimdir ve Hastanede Ne İş Yapar?

Hastaneye gittiğinizde ya da bir klinikten içeri girdiğinizde, odyologları genellikle ses yalıtımlı özel odaların başında ya da karmaşık bilgisayar sistemlerinin önünde görürsünüz. Ancak yaptıkları iş, sadece düğmelere basıp ses vermek değildir. Odyologlar, insan iletişiminin en temel parçası olan “duyma” ve hareket etmemizi sağlayan “denge” sisteminin mimarları gibidir. Bir hastanın “kulağım çınlıyor”, “başım dönüyor” ya da “çocuğum konuşamıyor” şikayetiyle geldiği noktada bu şikayetin kökenini bir dedektif titizliğiyle araştıran kişiler odyologlardır.

Bu uzmanlar, kulağın sadece dışarıdan görünen kepçeden ibaret olmadığını, içeride son derece karmaşık ve hassas bir mekanizma olduğunu bilirler. İşitme kaybının türünü belirlemek, kaybın kulağın hangi bölgesinden (orta kulak mı, iç kulak mı, yoksa işitme siniri mi) kaynaklandığını saptamak onların birincil görevidir. Tanı sürecinden sonra ise işin en önemli kısmı olan rehabilitasyon başlar. Yani kaybedilen yetinin geri kazandırılması veya mevcut kapasitenin en verimli şekilde kullanılması sürecini yönetirler. Bu bazen minik bir bebeğin ilk kez duymasını sağlamak, bazen de yaşlı bir bireyin torunuyla yeniden sohbet edebilmesine olanak tanımaktır.

Odyolog ve KBB Doktoru Arasındaki Farklar Nelerdir?

Hastalarımız tarafından en sık sorulan ve karıştırılan konulardan biri budur. Kulak Burun Boğaz (KBB) hekimi ile Odyolog, aslında bir elmanın iki yarısı gibi birlikte çalışan bir ekiptir, ancak görev sahaları birbirinden çok net çizgilerle ayrılır. KBB hekimi, tıp fakültesi mezunu bir doktordur. Hastanın kulağına bakar, enfeksiyon var mı, kulak zarı delik mi, tümör var mı gibi patolojik ve yapısal sorunları teşhis eder. İlaç yazar veya ameliyat yapar. Yani işin “tıbbi ve cerrahi” tedavi kısmı hekimdedir.

Odyolog ise işin “fonksiyonel” tarafındadır. Yani kulak yapısı sağlam olsa bile, “bu kulak ne kadar duyuyor?” veya “duyduğu sesi beyin ne kadar işleyebiliyor?” sorusunun cevabı odyologdadır. KBB hekimi hastayı muayene ettikten sonra, işitmenin detaylı analizi için odyologa yönlendirir. Odyolog ameliyat yapmaz, reçete yazmaz. Ancak işitme cihazı uygulaması, koklear implant (biyonik kulak) programlaması, baş dönmesi için yapılan özel manevralar, vestibüler (denge) rehabilitasyon ve işitsel terapiler tamamen odyoloğun yetki alanındadır.

Türkiye’de Odyolog Nasıl Olunur ve Eğitim Süreci Nasıldır?

Ülkemizde “Odyolog” unvanını almak, oldukça zorlu ve kapsamlı bir akademik süreci gerektirir. Bu unvanı kazanmanın tek yasal yolu, üniversitelerin Sağlık Bilimleri Fakülteleri bünyesinde bulunan 4 yıllık “Odyoloji” lisans bölümünden mezun olmaktır. Bu dört yıl boyunca öğrenciler sadece kulakla ilgili değil insan anatomisi, fizyolojisi, nöroloji, akustik fizik, psikoloji ve çocuk gelişimi gibi çok çeşitli alanlarda derinlemesine eğitim alırlar.

Eğitim sadece teorik derslerle sınırlı değildir. Öğrenciler, hastanelerde uzun süreli stajlar yaparak hasta ile iletişim kurmayı, karmaşık test cihazlarını kullanmayı ve kriz anlarını yönetmeyi öğrenirler. Ayrıca fizik, psikoloji veya fizyoterapi gibi farklı lisans programlarından mezun olup, daha sonra Odyoloji alanında yüksek lisans veya doktora yaparak da bu unvanı almak mümkündür. Odyoloji, teknolojinin çok hızlı ilerlediği bir alan olduğu için, bir odyoloğun eğitimi aslında mezuniyetle bitmez; meslek hayatı boyunca sürekli yeni cihazları, yeni yazılımları ve güncel tedavi protokollerini takip etmek zorundadır.

Odyolog ve Odyometrist Arasındaki Fark Nedir?

Hastanelerde isim benzerliğinden dolayı bu iki meslek grubu sıklıkla birbirine karıştırılır, ancak yetki ve sorumlulukları farklıdır. Odyometrist (Odyometri Teknikeri), üniversitelerin 2 yıllık ön lisans programlarından mezun olan sağlık teknikeridir. Odyometristlerin ana görevi, standart işitme testlerini (saf ses odyometrisi gibi) güvenilir bir şekilde yapmak ve sonuçları raporlayarak hekime veya odyologa sunmaktır.

Odyolog ise 4 yıllık lisans mezunudur ve teknikerin yaptığı testlere ek olarak çok daha ileri düzey sorumluluklara sahiptir. Örneğin; yenidoğan bir bebeğin işitme taramasından kaldığı durumlarda yapılan ileri tanı testlerini (ABR gibi) yorumlamak, işitme cihazının hastaya uygunluğunu belirlemek, denge bozukluğu olan hastaya ayırıcı vtanı testlerini uygulayarak rehabilitasyon programı çizmek odyoloğun görevidir. Yani odyometrist testin uygulayıcısıdır, odyolog ise hem uygulayıcı hem de sonucun yorumlayıcısı ve tedavi planlayıcısıdır.

İşitme Testi Nasıl Yapılır ve Süreç Nasıldır?

Bir işitme testi (odyometri) için kliniğe girdiğinizde, sizi bekleyen süreç aslında hiç de korkutucu değildir. Odyolog sizi öncelikle “sessiz kabin” adı verilen, dış dünyadan tamamen izole edilmiş, ses geçirmeyen özel bir odaya alır. Bu odanın sessizliği başta size tuhaf gelebilir, hatta kendi nefes sesinizi bile duyabilirsiniz, ancak testin doğruluğu için bu sessizlik şarttır.

Test sırasında kulağınıza özel kulaklıklar takılır. Odyolog, kabinin dışındaki bilgisayar başından size çeşitli tonlarda (ince ve kalın) sesler gönderir. Sizden istenen, sesi ne kadar az duyarsanız duyun, en ufak bir “bip” sesi duyduğunuzda elinizdeki butona basmanızdır. Bu test, kulağınızın duyabildiği en düşük ses seviyesini (eşik değerini) belirler. Ancak süreç bununla bitmez. Hemen ardından “kelime testi” yapılır. Size bazı kelimeler okunur ve bunları tekrar etmeniz istenir. Bu kısım çok kritiktir; çünkü sesi duymakla o sesi anlamak farklı şeylerdir. Kulağınız sesi duyuyor olabilir ama beyniniz kelimeleri ayırt edemiyor olabilir. Odyolog, tüm bu verileri birleştirerek size “işitme haritanızı” çıkarır.

Bebeklerde İşitme Taraması Neden Önemlidir?

Bir bebeğin dünyaya geldikten sonraki ilk ayları, hayatının geri kalanını şekillendiren en kritik dönemdir. Bebekler konuşmayı, çevrelerindeki sesleri duyarak öğrenirler. Eğer bir bebek işitme kaybıyla doğarsa ve bu durum fark edilmezse sadece konuşmayı öğrenememekle kalmaz, zihinsel ve sosyal gelişimi de ciddi şekilde aksar. İşte bu yüzden “Yenidoğan İşitme Taraması” hayati bir zorunluluktur.

Bu konuda “0-3-6 Kuralı” dediğimiz uluslararası bir altın standart vardır. Bu kuralı şöyle özetleyebiliriz:

  • 0 (İlk 1 Ay): Her bebek doğar doğmaz, hastaneden çıkmadan veya en geç 1 aylıkken işitme taramasından geçmelidir.
  • 3 (İlk 3 Ay): Taramadan kalan bebeklerin en geç 3. ayda detaylı tanı testleriyle işitme kaybı olup olmadığı kesinleşmelidir.
  • 6 (İlk 6 Ay): İşitme kaybı tanısı konan bebeğin en geç 6. aylıkken cihazlandırılması veya rehabilitasyona başlaması gerekir.

Odyologlar, bebekler uyurken yapılan ve onlara hiçbir acı vermeyen özel testlerle (OAE ve ABR) işitme kaybını dakikalar içinde tespit edebilir. Erken teşhis edilen ve cihazlandırılan bebekler, yaşıtlarıyla tamamen aynı dil gelişimini gösterebilir ve normal okullara giderek başarılı bireyler olabilirler.

Kulak Çınlaması (Tinnitus) Tedavisinde Odyolog Ne Yapar?

Halk arasında “kulak çınlaması” olarak bilinen tinnitus, yaşayanlar için oldukça yıpratıcı bir süreç olabilir. Pek çok hasta “bununla yaşamaya alışmalısın” denilerek evine gönderilir, ancak odyologlar için durum böyle değildir. Tinnitus bir hastalık değil bir semptomdur; yani vücudun “bir yerlerde ters giden bir şeyler var” deme şeklidir.

Odyolog, öncelikle çınlamanın karakterini belirler. Sizin duyduğunuz ses bir zil sesi mi, rüzgar uğultusu mu, yoksa motor gürültüsü mü? Bu sesin frekansını ve şiddetini özel testlerle eşleştirir. Tedavi sürecinde ise kişiye özel yöntemler uygulanır. Eğer çınlamaya işitme kaybı eşlik ediyorsa (ki vakaların büyük çoğunluğunda böyledir), özel olarak programlanmış işitme cihazları hayat kurtarıcıdır. Bu cihazlar, hem çevredeki sesleri duymanızı sağlar hem de ürettikleri hafif ve rahatlatıcı arka plan sesleriyle çınlamayı baskılar. Ayrıca “Tinnitus Retraining Therapy” (TRT) gibi yöntemlerle, beynin bu sese odaklanmasını engellemek için danışmanlık ve eğitim verilir. Amaç çınlamayı tamamen yok etmekten ziyade, beynin bu sesi “önemsiz” olarak etiketlemesini ve hastanın bu sesten rahatsız olmadan hayatına devam etmesini sağlamaktır.

Baş Dönmesi ve Denge Bozukluğunda Odyolog Hangi Tedavileri Uygular?

Baş dönmesi (vertigo) şikayetiyle doktora gittiğinizde, sorunun iç kulaktan kaynaklanma ihtimali oldukça yüksektir. Çünkü iç kulak sadece duyma organı değil aynı zamanda vücudumuzun dengesini sağlayan ana merkezdir. KBB veya Nöroloji hekimi tarafından yönlendirildiğinizde, odyolog sizi “Vestibüler Değerlendirme”ye alır.

Bu değerlendirmede, göz hareketlerinizi kaydeden kameralı gözlükler takmanız istenebilir veya kulağınıza sıcak-soğuk hava verilerek denge merkeziniz uyarılabilir. Bu testler, baş dönmesinin sebebinin kristal oynaması mı (BPPV), Meniere hastalığı mı yoksa denge siniri iltihabı (vestibüler nörit) mı olduğunu anlamak için ayırıcı tanı testleridir. Tanı konulduktan sonra tedavi yine odyoloğun ellerindedir. Özellikle halk arasında “kristal oynaması” olarak bilinen durumda odyolog sedye üzerinde size bazı özel baş ve vücut hareketleri (manevralar) yaptırır. Bu hareketler, yerinden oynayan kristalleri olması gereken yere geri gönderir ve hasta çoğu zaman tek seansta iyileşir. Daha kronik denge sorunlarında ise “Vestibüler Rehabilitasyon” adı verilen egzersiz programları uygulanır. Bu egzersizlerle beyne, bozulan denge sinyallerini nasıl düzelteceği yeniden öğretilir.

İşitme Cihazı Seçimi ve Ayarlamasında Odyolog Neden Gereklidir?

İşitme cihazı, gözlük gibi reçeteyi alıp herhangi bir yerden temin edebileceğiniz basit bir araç değildir. Piyasada satılan ses yükselticiler ile gerçek tıbbi işitme cihazları arasında dağlar kadar fark vardır. Bir cihazın pahalı veya son model olması, sizin için en iyi cihaz olduğu anlamına gelmez. İşte burada odyoloğun uzmanlığı devreye girer.

Odyolog, sadece işitme kaybınızın derecesine göre değil; yaşam tarzınıza, el becerinize, sosyal ortamlarınıza ve kulak yapınıza göre en doğru cihazı seçmenize yardımcı olur. Ancak asıl sihir “ayarlama” aşamasındadır. Her insanın kulak kanalı yapısı parmak izi gibi benzersizdir. Odyologlar, “Gerçek Kulak Ölçümü” (REM) adı verilen kritik bir yöntem kullanırlar. Bu yöntemde kulağınızın içine cihazla birlikte incecik bir prob mikrofon yerleştirilir. Cihazın ürettiği sesin, sizin kulak zarınıza ulaştığında kaç desibel olduğu ölçülür. Bu ölçüm yapılmadan, sadece bilgisayar varsayımlarıyla yapılan ayarlamalar genellikle başarısız olur. Hasta ya sesi çok boğuk duyar ya da ince sesler (çatal bıçak sesi gibi) aşırı rahatsız eder. Odyolog, bilimsel verilerle cihazı kulağınıza “terzi usulü” diker gibi ayarlar.

Koklear İmplant (Biyonik Kulak) Nedir ve Odyolog Ne Yapar?

İşitme cihazlarının artık fayda etmediği, çok ileri derecede işitme kaybı olan bireyler için koklear implant, sessiz dünyadan sesli dünyaya açılan bir kapıdır. Bu ameliyatla iç kulağa yerleştirilen karmaşık bir elektronik sistemdir. Ancak ameliyat, sürecin sadece başlangıcıdır. İmplant takıldıktan yaklaşık bir ay sonra “ilk açılış” yapılır ve bu andan itibaren hastanın en yakın yol arkadaşı odyolog olur.

Odyolog, “Haritalama” (Mapping) adı verilen işlemle, implantın iç kulağa ne kadar elektrik akımı göndereceğini ayarlar. Bu ayar çok hassastır; akım az olursa hasta sesi duymaz, fazla olursa yüz kaslarında seyirme veya ağrı olabilir. Odyolog, hastanın tepkilerine göre bu ayarları optimize eder. İmplant kullanan bir birey, sesleri normal işiten biri gibi duymaz; sesler başta robotik veya metalik gelebilir. Odyolog, hastaya bu yeni sesleri nasıl anlamlandıracağını öğreten rehabilitasyon sürecini de koordine eder. Bu bazen yıllar süren, sabır ve güvene dayalı bir ilişkidir.

Çocuklarda İşitme Kaybı Belirtileri Nelerdir?

Çocuklar, özellikle de konuşma çağına gelmemiş bebekler, “kulağım duymuyor” diyemezler. Bu yüzden ebeveynlerin çok iyi birer gözlemci olması gerekir. Bazen “dikkatsiz”, “yaramaz” veya “içine kapanık” sanılan çocukların aslında sadece duyamadıkları için böyle davrandıkları ortaya çıkmaktadır.

Dikkat etmeniz gereken bazı temel işaretler şunlardır:

  • İsmiyle seslenildiğinde bakmamak
  • Gürültülü ortamlarda (örneğin kalabalık bir evde) konuşulanları anlamakta zorlanmak
  • Televizyonun sesini ailenin diğer üyelerine göre çok daha fazla açmak
  • Konuşmanın yaşıtlarına göre gecikmesi veya kelimeleri yutarak konuşmak
  • Sık sık “ne dedin?”, “efendim?” gibi sorular sormak
  • Okulda ders başarısında düşüklük veya dikkat dağınıklığı yaşamak
  • Kısık sesle konuşulduğunda tepki vermemek

Bu belirtilerden bir veya birkaçını fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanız çocuğunuzun geleceği için atacağınız en önemli adım olacaktır.

Ses Hassasiyeti (Mizofoni) ve Odyolog Desteği Nedir?

Bazı insanlar için hayatın içindeki sıradan sesler tam bir işkenceye dönüşebilir. Ağız şapırdatma, klavye tıkırtısı, sakız çiğneme veya nefes alma sesi gibi seslere karşı aşırı öfke, iğrenme veya panik hissetme durumuna Mizofoni; normal ses şiddetinin kulağa ağrılı veya çok yüksek gelmesine ise Hiperakuzi denir. Bu durumlar “şımarıklık” veya “geçimsizlik” değildir; işitsel sistemin sesleri işleme biçimindeki bir aşırı duyarlılıktır.

Odyologlar bu konuda da destek sağlar. “Duyarsızlaştırma” terapileri ile kişinin rahatsız olduğu seslere karşı toleransı artırılmaya çalışılır. Bazen kulağa takılan ve özel bir “beyaz gürültü” (radyo cızırtısı gibi nötr bir ses) üreten cihazlar kullanılır. Bu cihazlar, arka planda hafif bir ses vererek, rahatsız edici sesin beyin tarafından daha az fark edilmesini sağlar. Amaç beynin bu seslere verdiği “tehlike” alarmını susturmak ve kişinin sosyal hayattan kopmasını engellemektir.

İşitme Kaybı ve Demans İlişkisi Nedir?

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, belki de en çarpıcı gerçeği ortaya koymuştur: Tedavi edilmeyen işitme kaybı, Alzheimer ve demans (bunama) riskini ciddi oranda artırmaktadır. Peki ama kulakla beyin sağlığının ne ilgisi var?

Beynimiz, sesleri duymak ve anlamlandırmak için sürekli çalışır, yani bir nevi egzersiz yapar. İşitme kaybı olduğunda, beyne giden sinyaller azalır. Beyin, eksik sesleri tamamlamak ve konuşulanı anlamak için ekstra bir efor sarf etmek zorunda kalır. Bu aşırı yüklenme, beynin hafıza ve düşünme gibi diğer fonksiyonları için ayırdığı enerjiyi tüketir. Ayrıca işitme kaybı olan bireyler, sohbetlere katılamadıkları için zamanla içe kapanır ve sosyal izolasyon yaşarlar. Sosyalleşmenin azalması, beyin hücrelerinin ölümünü hızlandıran en büyük faktörlerden biridir. Odyologlar olarak her zaman şunu vurgularız: İşitme cihazı kullanmak sadece kulaklarınız için değil beyin sağlığınızı korumak ve zihinsel olarak dinç kalmak için de gereklidir.

Kulak Sağlığını Korumak İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?

İşitme duyumuz, kaybedildiğinde geri getirilmesi çok zor, bazen de imkansız olan hassas bir hazinedir. Odyologlar olarak klinikte gördüğümüz pek çok sorunun aslında basit önlemlerle engellenebileceğini biliyoruz. Günlük hayatınızda yapacağınız küçük değişiklikler, ileri yaşlarda bile sağlıklı duymanızı sağlayabilir.

Sağlıklı bir işitme için önerilerimiz şunlardır:

  • Kulak içi kulaklıklarla yüksek sesle müzik dinlemekten kaçınmak
  • Gürültülü ortamlarda (konser, inşaat alanı gibi) mutlaka kulak koruyucu tıkaç kullanmak
  • Kulak temizleme çubuklarını kulağın içine sokmamak
  • 60-60 kuralını uygulamak (Müziği %60 ses seviyesinde, günde en fazla 60 dakika dinlemek)
  • Ani ve şiddetli seslerden (patlama, silah sesi) uzak durmak
  • Tansiyon ve şeker gibi kronik hastalıkları kontrol altında tutmak
  • Bazı antibiyotiklerin ve ağrı kesicilerin kulağa zarar verebileceğini bilerek hekim kontrolünde kullanmak
  • 50 yaşından sonra, hiçbir şikayet olmasa bile yılda bir kez düzenli işitme testi yaptırmak.

Sıkça Sorulan Sorular

Odyolog olmak için hangi üniversite bölümü okunmalıdır?

Odyolog olabilmek için üniversitelerin “Odyoloji” lisans programından mezun olmak gereklidir. Bu bölüm genellikle sağlık bilimleri fakültelerine bağlıdır ve 4 yıllık eğitim süreci içerir.

Odyoloji bölümü mezunları hangi alanlarda çalışabilir?

Odyoloji mezunları hastanelerde, özel kliniklerde, rehabilitasyon merkezlerinde ve işitme cihazı firmalarında çalışabilir. Ayrıca işitme, denge ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesi, tanı ve tedavisinde görev alırlar.

Odyologların görev tanımı nedir?

Odyologlar işitme kaybı, denge bozuklukları ve kulak çınlaması gibi sorunları değerlendirir ve tanılanmasını sağlar. Tedavi sürecinde uygulanacak yöntemlerin seçilmesi, organizasyonu ve sürdürülmesinden birincil derecede sorumludurlar. Ayrıca işitme cihazı ve koklear implant uyarlamalarını gerçekleştirir, işitsel-sözel ve vestibüler rehabilitasyon uygulayıcısı olarak görev alırlar.

Odyolog olabilmek için hangi yetkinliklere sahip olmak gerekir?

Odyolog adaylarının iletişim becerileri yüksek, dikkatli, analitik düşünebilen ve sabırlı kişiler olması önemlidir. Ayrıca biyoloji, fizyoloji ve ses fiziği gibi alanlara ilgi duymaları gerekir.

Odyoloji eğitimi sırasında hangi dersler verilir?

Odyoloji öğrencileri işitme anatomisi, odyo-vestibüler değerlendirme, nöroanatomi ve nörofizyoloji, ses akustiği, psikoloji ve rehabilitasyon teknikleri gibi teorik ve uygulamalı dersler alırlar.

Odyologlar hangi cihazları kullanarak tanı koyar?

Odyologlar odyometre, timpanometre, otoakustik emisyon cihazı, ABR gibi odyolojik ekipmanların yanı sıra işitme cihazı ve implant yazılımları ile videonistagmografi, kalorik test, video head impulse, posturografi ve VEMP gibi vestibüler değerlendirme sistemlerini kullanır ve sonuçlarını yorumlar.

Odyologların sağlık sistemindeki yeri nedir?

Odyologlar genellikle kulak burun boğaz uzmanlarıyla birlikte çalışarak tanı ve tedavi sürecini destekler. Bebek işitme taramaları ve yaşlı bireylerin işitme sorunlarında kritik rol oynarlar. Ayrıca odyoloji laboratuvar hizmeti sunduğundan nöroloji, nöroşirürji, onkoloji ve pediatri gibi birçok branştan sevk edilen hastalara hizmet verirler.

Odyologlar devlet kadrolarında çalışabilir mi?

Evet, odyologlar kamu hastanelerinde, aile sağlığı merkezlerinde ve özel gereksinimli bireylere hizmet veren kamu kurumlarında görev alabilir. KPSS ile atanma imkanları bulunmaktadır.

Yurt dışında odyolog olarak çalışmak mümkün mü?

Diploma denkliği sağlandığında odyologlar yurt dışında da çalışabilir. Bazı ülkelerde dil yeterliliği veya ulusal sınav şartı aranabilir. Özellikle Avrupa ülkelerinde okullar da dahil olmak üzere odyologlara geniş istihdam alanı sunulmaktadır.

Odyologluk mesleğinin geleceği nasıldır?

Yaşlanan nüfus, işitme ve denge problemlerinin artışı ve medikal teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte odyologlara olan ihtiyaç giderek artmaktadır. Erken doğan bebeklerin yaşama şansının yükselmesi ve yaşam süresinin uzaması, mesleğin uygulama alanlarını her geçen gün genişletmektedir.

Yazıyı Puanlayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

İstanbul'daki Kliniğimizin Konumu

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Call Now Button