Çocuklarda işitme kaybı, doğumdan itibaren veya sonradan gelişebilen bir durumdur. Genetik faktörler, enfeksiyonlar, yüksek ateşli hastalıklar ve anne karnında geçirilen bazı rahatsızlıklar bu duruma yol açabilir.

İşitme kaybı olan çocuklarda konuşma gecikmesi, tepki vermeme, seslere ilgisizlik gibi belirtiler görülür. Yeni doğan işitme taramaları, bu durumun erken fark edilmesini sağlar. Tanı odyolojik testlerle konur.

Erken tanı sayesinde işitme cihazı, koklear implant ve konuşma terapisi gibi yöntemlerle gelişim desteklenebilir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, dil ve bilişsel beceriler o kadar sağlıklı gelişir. Eğitim ve sosyal uyum açısından da kritik önemdedir.

İşitme Kaybı Tipleriİletim tipi işitme kaybı, Sensörinöral işitme kaybı, Mikst tip işitme kaybı
Başlıca NedenlerDoğumsal nedenler (genetik, intrauterin enfeksiyonlar), Orta kulak enfeksiyonları (otitis media), Travma, Gürültüye maruz kalma, Ototoksik ilaçlar, Prematürite, Sarılık (kernikterus), Meniere hastalığı, İşitme siniri tümörleri
Yaygın BelirtilerKonuşma ve dil gelişiminde gecikme, Yüksek sesle televizyon izleme, Sesli uyarılara tepki vermeme, Duyduğu sesleri tekrar etmeme, Dikkat dağınıklığı, Okul başarısında düşüş
Tanı YöntemleriYenidoğan işitme tarama testleri (OAE, ABR), Odyometri, Timpanometri, Klinik muayene, Görüntüleme yöntemleri (gerekirse)
Tedavi Yöntemleriİşitme cihazları, Koklear implantlar, Cerrahi (ventilasyon tüpü yerleştirilmesi), İşitme ve konuşma terapisi, Altta yatan hastalığın tedavisi (enfeksiyon, tümör vb.)
Çocuklarda İşitme Kaybı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi
Çocuklarda İşitme Kaybı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Doktor Odyolog Emel Uğur

Dr. Odyolog Emel Uğur 1982 Çanakkale doğumludur. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 15 yıllık görev süresi boyunca ağırlıklı olarak Pediatrik Odyoloji ( Bebek ve Çocuklarda İşitme kayıpları), Otolojik hastalıklar (Kulak hastalıkları ve İşitme Sağlığı),  ve Vestibüler Sistem Hastalıkları ( Baş Dönmesi ve Dengesizlik) üzerine çalıştı. 2015 yılında Acıbadem Sağlık Grubu bünyesine katıldı.
Hakkımda

Bebek ve Çocuklarda işitme kaybı Nedenleri Nelerdir ?

İşitme kaybı doğumsal nedenler ve edinsel nedenler olarak iki alt başlıkta incelenir. Doğumsal nedenler ise doğum öncesi dönemde (Gebelik dönemi) oluşan işitme kayıplarıdır. Genetik faktörler, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, gebelikte kullanılan ilaçlar, maruz kalınan toksik faktöre bağlı gelişebilir. Temel nedenini tespit etmek her koşulda mümkün olmayabilir. Bunun dışında erken doğumlar, düşük doğum kilosu, bebeğin yoğun bakımda kalmasını gerektirecek tıbbi ihtiyacının olması (oksijensiz kalma, 5 günden uzun süren mekanik ventilasyon, yenidoğan sarılığı vb. nedenler) işitme kaybı için potansiyel risk faktörleridir.  Doğumdan sonra, erken çocukluk ve çocukluk döneminde yaşanan enfeksiyonlar (orta kulak enfeksiyonları başta olmak üzere), kafa travmaları veya genetik faktörlere bağlı yavaş yavaş progrese olan(gelişen) işitme kayıpları çocukların sadece dil- konuşma gelişimi açısından  değil, aynı zamanda bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimleri açısından çok önemlidir.

İşitme Kayıplarının Tipleri Nelerdir? Tedavisi nasıldır ?

İŞitme kayıpları kulağın hangi bölümünden kaynaklandığına göre iletim, sensörinöral ve mikst tip olarak sınıflandırılır. Dış kulak ve orta kulaktan kaynaklanan kayıplar iletim tipi, iç kulak ve işitme sinirinden kaynaklanan bozukluklar sensorinöral, hem orta hem de iç kulaktan kaynaklanan kayıplar mikst tip işitme kayıplarıdır. İletim tipi işitme kayıpları medikal veya cerrahi olarak tedavi edilebilir. Nadiren işitme cihazı kullanmak gereklidir.

Sensorinöral kayıplarda ise medikal tedavi mümkün değildir. İŞitme cihazı acilen başlanmalıdır. İşitme cihazının yeterli olmadığı durumlarda cerrahi uygulamalar (implantasyon cerrahileri) gereklidir.

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

7/24 WhatsApp İçin Tıklayın!

    *En iyi şekilde geri dönüş yapabilmemiz için tüm alanları doldurmanızı öneririz.

    İşitme kaybının derecesi nasıl belirlenir?

    İşitme kayıpları yüzdelik derecelendirilmez. Çok hafif, Hafif, Orta, İleri, Çok ileri olarak sınıflandırılır. Bu sınıflandırmalar,  yetişkinler için uygulanan protokol ile aynı değildir.

    İŞitme kaybı eğer çok hafif ve hafif derecede ise ailenin bunu fark etmesi kolay değildir. Dİl gelişim problemleri olabilir. Orta derece ve üzerinde işitme kayıpları mutlaka müdahale edilmesi gereken durumlardır.

    İşitme kaybı akademik gelişim için büyük önem taşır. Çocuğun duymadığı şeyleri öğrenmesi beklenemez.  Dolayısıyla sağlıklı işitme için gerekli tüm müdahaleler en erken dönemde yapılmalıdır. Aksi durumda çocuklar bireysel potansiyellerinin altında kalacaktır.

    Yeni Vakalar ve Mevcut Durumlar Nelerdir?

    İşitme kaybı çocuklarda farklı sebeplerle ve zamanlarda meydana gelebilir. İnsidans belirli bir dönemde yeni tanı konulan işitme kaybı vakalarını ifade ederken prevalans ise mevcut hastaların sayısını belirtir. Çeşitli faktörler bu durumu etkiler.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılı raporuna göre global ölçekte yaklaşık 34 milyon çocuk ciddi işitme kaybı yaşamaktadır. Bu çocuklar için gerekli olan rehabilitasyon ve destek hizmetleri işitme kaybının doğurduğu zorluklarla başa çıkmak için elzemdir.

    Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma 2019 yılında doğan her 1.000 yenidoğandan yaklaşık 1.7’sinin kalıcı işitme kaybına sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu veriler işitme kaybının erken teşhisinin önemini vurgular.

    Genetik faktörler: Yenidoğanlarda tespit edilen işitme kayıplarının yaklaşık %50’si genetik kökenlidir. Bunların:

    Maternal enfeksiyonlar: Doğuştan edinilmiş enfeksiyonlar genetik olmayan işitme kayıplarının yaklaşık %40’ına neden olur. Öne çıkan enfeksiyonlar arasında sitomegalovirüs ve kızamıkçık bulunmaktadır.

    Edinilmiş enfeksiyonlar: Çocukluk dönemindeki aşıyla önlenebilir hastalıklar ve enfeksiyonlar işitme kaybının %14’üne yol açabilir. Bu vakaların %5’i ciddi işitme kaybı ile sonuçlanabilir.

    Doğum komplikasyonları: Prematüre doğum düşük doğum ağırlığı oksijen eksikliği ve neonatal sarılık gibi durumlar çocukluk çağı işitme kaybının %17’sinden sorumludur.

    Ototoksik ilaçlar: Çocuklar ve hamile kadınlar tarafından alınan bazı ilaçlar işitme kaybının %4’üne neden olabilir.

    Gürültüye maruziyet: 6-19 yaş arası çocukların tahmini %12,5’i yani yaklaşık 5,2 milyon çocuk aşırı gürültü nedeniyle işitme kaybı yaşamaktadır.

    Kötü beslenme: Çocukluk dönemindeki kötü beslenmenin işitme kaybı prevalansını artırdığına dair kanıtlar bulunmaktadır.

    Otitis media: Çocukların %80’i 10 yaşına kadar en az bir otitis media epizodu geçirir. Dünya çapında 1.000 kişiden üçünden fazlasının bu nedenle kalıcı işitme kaybı yaşadığı tahmin edilmektedir.

    İşitme Kaybının İşaretleri ve Göstergeleri Nelerdir?

    İşitme kaybı belirtileri bebeklerde ve küçük çocuklarda çeşitli şekillerde kendini gösterir. Bebeklerde yüksek seslere karşı tepkisizlik gözlemlenebilir. Ayrıca çevresindeki seslere karşı ilgisizlik veya seçici dikkat de dikkat çekici işaretler arasındadır. Ses kaynağını tespit etme çabasının olmaması seslere karşı duyarsızlıkla birleştiğinde işitme sorunlarına işaret eder. Bebeklerde ve küçük çocuklarda ses çıkarma ve konuşma gelişiminde gözle görülür kesintiler yaşanabilir. Gelişimsel dönüm noktalarına ulaşmada yaşanan gecikmeler de işitme kaybının önemli göstergelerindendir.

    İşitme kaybı belirtileri çocuklarda şunları içerir:

    • Konuşma veya dil gelişiminde belirgin gecikmeler
    • Ses bozuklukları
    • Verilen talimatları anlama ve uygulamada güçlükler
    • İstenen bilgi veya talimatların tekrar edilmesini sık sık talep etme
    • Televizyon ve diğer sesli cihazların sesini yüksek seviyelerde kullanma
    • Sözlü ve yazılı iletişimde kendini ifade etmekte zorlanma

    Bu belirtiler çocuğun sosyal ve akademik hayatını da etkiler. İletişimde yaşanan kopukluklar çoğunlukla hayal kırıklığına neden olur. Okulda uzun bir günün ardından hissedilen yorgunluk işitme kaybının getirdiği ek yükün bir sonucu olabilir. Akademik davranışsal veya sosyal alanlarda yaşanan zorluklar okul performansında dikkat çekici düşüşlere yol açar.

    Detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

    Çocuklarda İşitme Kaybının Kaynakları Nelerdir?

    Çocuklarda işitme kaybının nedenleri çeşitlilik gösterir ve bu durum hem doğuştan hem de edinilmiş olabilir. Doğum öncesinde maruz kalınan enfeksiyonlar veya genetik yatkınlıklar çoğu zaman konjenital işitme problemlerine yol açar. İşitme kaybı bazen gebelik sırasında yaşanan çeşitli sağlık sorunlarından kaynaklanır. Örneğin anoksia veya anne karnında geçirilen enfeksiyonlar bebekte işitme kaybı riskini artırabilir. Bunun yanı sıra doğum sırasında yaşanan komplikasyonlar da işitme kaybına yol açabilir. Bu tür doğum komplikasyonları şunları içerir:

    • Dış kulak veya orta kulakta yapısal bozukluklar
    • Anoksia durumu
    • Doğum travmaları
    • Rh faktörü uyumsuzluğu veya yüksek bilirubin seviyeleri
    • İç kulakta meydana gelen yapısal anomali

    Çocuklarda genetik faktörler işitme kaybının önemli bir nedenidir. Genetik işitme kaybı farklı kalıtım modelleri ile aktarılabilir. Bu modeller arasında otozomal resesif otozomal dominant X’e bağlı ve mitokondriyal kalıtım bulunur. Bazı genetik sendromlar işitme kaybı ile başka semptomlara da neden olabilir. İşitme kaybı içeren bazı yaygın genetik sendromlar şunlardır:

    • Alport sendromu
    • CHARGE sendromu
    • Crouzon sendromu
    • Down sendromu
    • Goldenhar sendromu
    • Pendred sendromu
    • Orak hücre hastalığı
    • Tay-Sachs hastalığı
    • Treacher Collins sendromu
    • Usher sendromu
    • Waardenburg sendromu

    Edinilmiş işitme kaybı genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar ve çeşitli dış etkenlerden kaynaklanabilir. Kulak enfeksiyonları kafa travması ve aşırı gürültüye maruz kalma gibi faktörler bu tür işitme kayıplarına neden olabilir. Kulak kanalında biriken kiri veya yabancı cisimler de işitmenin azalmasına yol açabilir. Edinilmiş işitme kaybı genellikle şu durumlarla ilişkilendirilir:

    • Kulak kiri birikimi
    • Kulak enfeksiyonları
    • Ensefalit
    • Gürültüye maruz kalma
    • Kafa travması
    • Menenjit
    • Ototoksik ilaç kullanımı
    • Yabancı cisim varlığı
    • Viral enfeksiyonlar

    Çocuklarda işitme kaybı genellikle zamanında müdahale ile yönetilebilir. İşitme kaybının türüne ve nedenine göre tedavi yöntemleri değişkenlik gösterir.

    Çocuklarda İşitme Kaybı Nasıl Tanılanır ve Tarama Süreçleri Nelerdir?

    Çocuklarda İşitme Kaybı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

    İşitme kaybının erken tanısı ve müdahalesi bebeklerin gelişiminde kritik bir rol oynar. Bebek İşitme Ortak Komitesi’nin (JCIH) 2019 pozisyon bildirisi işitme kaybını tespit etmek için belirlenen 1-3-6 küresel ölçütünü benimsemiştir. Bu ölçüt işitme kaybının erken saptanmasını ve gerekli müdahalelerin zamanında yapılmasını sağlamayı amaçlar.

    • Bebeklerin işitme taramaları hastaneden taburcu olmadan önce veya en geç bir aylıkken yapılmalıdır.
    • İşitme taramasından geçemeyen bebekler üç aylık olmadan önce detaylı bir odyolojik ve otolojik değerlendirme için yönlendirilir.
    • İşitme kaybı tespit edilen bebekler altı aylık olmadan önce erken müdahale hizmetlerine başlarlar. Bu hizmetler çocuğun ihtiyaçlarına ve aile tercihlerine uygun olarak belirlenen işitme cihazları ve diğer yardımcı teknolojileri kapsar.

    JCIH ayrıca yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki bebekler ve erken doğmuş veya uzun süre hastanede kalmış bebekler için özel tarama protokollerini destekler. İşitme taraması sonuçlarından bağımsız olarak bebeklerin iletişim becerilerinin sürekli izlenmesi teşvik edilir. İki aylıkken başlayan bu izleme çocuğun gelişimine odaklanır ve Amerikan Pediatri Akademisi’nin pediatrik periyodiklik programıyla uyumlu olarak yürütülür. Gelişimsel kilometre taşları işitsel beceriler ebeveyn endişeleri ve orta kulak sağlığı düzenli olarak değerlendirilir.

    Ülkemizde tarama programı Sağlık Bakanlığı kontrolünde sürdürülür. Doğan her bebek hastaneden taburcu olmadan işitme tarama testleri uygulanır. Protokol çerçevesinde bebeklere testler tekrarlanabilir, ileri testler uygulanabilir. Bazı durumlarda tarama testinden geçse dahi ileri tanı testleri önerilebilir.

    Çocuklarda İşitme Değerlendirmesi Nasıl Yapılır?

    Çocuklarda işitme kaybını değerlendirmek için kapsamlı odyolojik testler uygulanır. Bu süreç her iki kulağın da detaylı bir şekilde incelenmesini içerir. İşitme kaybının doğasını ve derecesini belirlemek amacıyla yapılan bu değerlendirme çocuğun işitsel sağlığı için önemlidir. İşitme değerlendirmesi çocuğun işitme yeteneğinin farklı frekanslarda nasıl olduğunu ortaya koyar. Ayrıca işitme kaybının türünü tespit eder ki bu sensörinöral iletim veya mikst (karma) tip olabilir.

    Değerlendirme süreci aşağıdaki adımları içerir:

    • Vaka geçmişi,
    • Tıbbi sevk,
    • Gelişimsel tarama,
    • Otoskopik Muayene
    • Odyolojik test bataryası:
      • Akustik immitans test prosedürleri (timpanometri geniş bant, timpanometri, akustik refleks testleri),
      • İşitsel uyarılmış potansiyeller (İşitsel beyin sapı yanıtı [ABR] testi otomatik sabit durum yanıtı [ASSR] otoakustik emisyonlar [OAE’ler]),
      • Davranışsal testler (davranışsal gözlem odyometrisi [BOA], şartlandırma odyometrisi, çocuk  saf ses odyometrisi,  konuşma odyometrisi),
    • Öz değerlendirmeler ve/veya ebeveyn ve aile değerlendirmeleri (iletişim envanterleri).

    Her testin sonuçları birbirini tamamlayıcı nitelikte olup çocuğun işitme sağlığının eksiksiz bir profilini çıkarmaya yardımcı olur.

    Çocuklarda İşitme Kaybı Değerlendirilirken Hangi Vaka Geçmişi ve İncelemeler Yapılır?

    İşitme kaybının doğru tanısı koymak çocuğun yaşam kalitesini ve eğitim süreçlerini doğrudan etkileyebilir. Bu süreç odyologlar tarafından titizlikle yürütülen kapsamlı bir değerlendirme gerektirir. Çocuğun tıbbi ve gelişimsel geçmişi odyolojik testlerin yorumlanması için temel bir zemin oluşturur. Bu bilgiler her çocuğun benzersiz durumunu anlamak ve uygun müdahale yöntemlerini belirlemek adına büyük önem taşır. Vaka geçmişi aşağıdaki önemli bilgileri içermelidir:

    • Çocuğun yaşı ve işitme sağlığı geçmişi işitme kaybının ne zaman başladığını belirler.
    • Doğum öncesi ve doğumla ilgili öyküler potansiyel risk faktörlerini açığa çıkarır.
    • Tıbbi geçmiş mevcut ve geçmişte kullanılan ilaçlar dikkate alınır.
    • Gelişimsel dönüm noktaları çocuğun genel gelişim profilini ortaya koyar.
    • Ailede işitme kaybı öyküsü genetik yatkınlıkları gözler önüne serer.
    • Genetik test sonuçları işitme kaybının nedenlerini aydınlatır.
    • Gelişimsel engeller çocuğun karşılaştığı diğer zorlukları belirtir.
    • Çocuğun iletişim durumu ve ihtiyaçları günlük yaşamda karşılaşılan iletişim engellerini gösterir.
    • Eğitim durumu ve alınan hizmetler çocuğun öğrenme ihtiyaçlarını değerlendirir.
    • Çocuk ve aile hedefleri iletişim ve yaşam kalitesi hedeflerini içerir.
    • Destek sistemleri çocuğun sosyal ve eğitim desteğini detaylandırır.

    Çocuklarda İşitme Kaybı Gelişimsel ve İletişimsel Olarak Nasıl İzlenir?

    Çocuklarda işitme kaybının belirlenmesi gelişimsel ve iletişimsel taramayla başlar. Bu süreç Odyologlar tarafından yürütülür. Her çocuk bilişsel ve iletişim yetenekleri açısından kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulur. Bu değerlendirme işitme kaybının çocuğun gelişimi üzerindeki etkisini anlamak için hayati önem taşır. İşitsel işlevlerin yanı sıra dil ve sosyal beceriler de göz önünde bulundurulur. Değerlendirme süreci çeşitli gelişimsel dönüm noktaları etrafında şekillenir.

    İzlenen başlıca alanlar:

    • Gelişimsel dönüm noktaları
    • Dil öncesi iletişim
    • Alıcı ve ifade edici dil durumu
    • Konuşma gelişimi
    • İşitsel beceri gelişimi
    • Fonksiyonel işitsel performans
    • Sosyal ve duygusal gelişim

    İşitme Kaybında Çocuk ve Aile Merkezli Yaklaşımlar Nelerdir?

    Çocuklarda işitme kaybı tedavisinde çocuğun ve ailesinin aktif katılımı esastır. Bu süreç çocuğun yaşına ve gelişimine uygun şekilde yürütülür. Tedavi ailenin tercihleri kültürel ve dilsel tercihleri dikkate alınarak şekillendirilir. İşitme kaybı olan çocuklar için tedavi planı çeşitli bileşenleri içerir:

    Eğitim ve Danışmanlık:

    Çocuk ve aile eğitimi süreci bilgilerin sağlık okuryazarlığına uygun şekilde sunulmasını sağlar. Aileler çocuklarının durumları hakkında detaylı bilgi sahibi olur, böylece tedavi sürecine daha aktif katılım gösterirler.

    Amplifikasyon:

    İşitme cihazları ve implantlar çocuğun işitme yetisini artırmak amacıyla kullanılır. Bu cihazların seçimi, çocuğa göre uyarlanması ve kullanımı konusunda ailelere yönlendirme yapılır.  Cihazın bakımı ve etkili kullanımı üzerine eğitim verilir.

    Yardımcı Dinleme Sistemleri:

    Bu sistemler çocuğun dinleme becerilerini artırmak için tasarlanmış ürünlerdir.

    • Kişisel FM veya DM sistemleri sesleri doğrudan işitme cihazlarına iletir.
    • Sınıf içi ses dağıtım sistemleri sınıf ortamındaki ses eşitliğini sağlar.
    • Endüksiyon döngü sistemleri koklear implantlar ve T-bobinli işitme cihazları için sesi manyetik sinyallere dönüştürür.

    Erken Müdahale ve Eğitim Hizmetleri:

    İşitme kaybı tespit edilen çocuklar için erken müdahale büyük önem taşır. Bu süreç bireyselleştirilmiş eğitim programları ve aile hizmet planları dahilinde yürütülür.

    Doğrudan Müdahale:

    Odyologlar, özel eğitim öğretmenleri ve konuşma-dil patologları çocuğun ihtiyaçlarına özel müdahale planları oluşturur. Bu planlar aile ve çocuğun sürekli katılımı ile şekillenir ve çocuğun mevcut becerileri dikkate alınarak hazırlanır. İşitsel- sözel eğitim ve dil gelişimi bu sürecin temel bileşenleridir. Aile süreçlerin tamamında aktif katılım göstermelidir.

    Sıkça Sorulan Sorular

    Çocuklarda işitme kaybının düzelme ihtimali işitme kaybının tipine göre değişir. İletim tipi işitme kayıpları çocuklarda sık rastlanan bir durum olmakla birlikte medikal veya cerrahi tedavi ile tedavi edilebilir. Sensöriyal (Sinirsel) tipteki işitme kayıplarında ise   erken teşhis ve müdahale ile işitme kaybının olumsuz etkileri ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle bebeklik ve çocukluk çağında uygulanan işitme testleri büyük önem taşır. İşitme cihazları/implantları ve özel eğitim uygulamaları doğru kurgulandığında ve yönetildiğinde  çocuğun işitme kaybı onun için bir engel olmaktan çıkabilir. Bu nedenle işitme kaybı tespit edildiğinde hemen harekete geçilmelidir. Özellikle ilk yıllarda yapılan müdahaleler çocuğun dil ve konuşma gelişimini destekler. Yaşı ve yaşıtlarıyla uyumlu bir gelişim göstermesini sağlar.

    Ani işitme kaybından kastettiğimiz sensörinöral (sinirsel) tip işitme kayıplarıdır. Bu kayıplar kalıcıdır. Bu nedenle hemen müdahale edilmesi gereklidir. Çocuklarda ani işitme kaybının çok sık beklenen bir durum değildir. Bununla birlikte en sık karşılaşılan çocukluk çağındaki ani işitme kaybı oluşturabilen durumlar; kafa travmaları, fevril konfüzyonlar (yüksek ateşli hastalıklar), menenjit, kabakulak gibi viral etyolojili enfeksiyonlar, oksijensiz kalma sayılabilir. en yaygın sebeplerinden biri kulak iltihaplarıdır. Orta kulak enfeksiyonları çocukluk çağında sık görülen ve  iletim tipi işitme kaybının primer nedenidir. Otitis media varlığında kulak zarının arkasında sıvı birikir. Buna bağlı olarak orta kulak işlevini yerine getiremez ve ses uyaranlarını iç kulağa iletemez. Bu tür durumlarda medikal veya cerrahi olarak tedavi edilebilir. Bununla birlikte çok uzun süre işitme kaybı ile çocuğun büyümesine izin verilemeyeceği için, özellikle sık tekrar eden otitis media durumlarında yakın odyolojik takip gereklidir.

    Ülkemizde doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde (taburculuktan önce) tüm bebeklere işitme testleri uygulanmaktadır. Bu amaçla uygulanan standart test Otomatik (Tarama) ABR testidir. Bu test yüksek duyarlılıklı bir yöntemdir. Tanısal ABR (İşitsel Beyin Sapı Yanıtları) testinden üretilmiştir. Tek bir şiddette, geniş bantta bebeğin işitme siniri fonksiyonlarını hızlıca değerlendirilmesini sağlar. Tanısal test değil, sadece tarama testidir. Test sonucu klinisyenin yorumuna açık değildir. Kullanılan test ekipmanı test sonucunu  “geçti” ya da “kaldı” olarak raporlar. Eğer bebeğin işitmesi normal sınırlarda ise testten “geçti” olarak rapor edilir. Bu durumda bebeğin sağlıklı işitmeye sahip demektir. Bununla birlikte bu test  ile çok hafif, hafif ve orta derecedeki işitme kayıplarını tespit edilemeyebilir. Risk faktörü olan bebekler testlerden geçse bile ileri tetkikler gereklidir. Tarama ABR testinden bebeğin kalması bebeğin işitme kayıplı olduğu anlamına gelmez. Hatta test koşulları, bebeğin test esnasında uyuyup uyumaması, dış kulak yolunun temizliği gibi faktörlere bağlı bebekler normal işitseler de ilk testlerden kalabilir. Bu nedenle testlerden kalan bebeklerin gerçekten işitme kaybının olup olmadığını anlamak için mutlaka tanısal odyolojik testlere başvurmak gereklidir.

    Odyoloji bölümünün laboratuvarları genellikle Kulak Burun Boğaz polikliniklerine yakın konumlarda yer alır. Kulak muayenesi yapıldıktan sonra testler odyoloji bölümünde ilgili laboratuvarda gerçekleştirilir. Çocuklarda uygulanacak olan testler için Kulak Burun Boğaz  uzmanları odyolojiye tetkik istemi yaparak yönlendirme yapar. Asıl işlem odyoloji bölümünde gerçekleştirilir. Ancak lüzum halinde istenen testlerin yerine başka testler uygulanabilir veya ilave edilebilir. Çocuğun yaşına, kooperasyonuna ve inceleme amacına göre test metotları değişkenlik gösterir. İşitmenin durumu, varsa işitme kaybının derecesi ve nedeni bu bölümdeki odyologlar tarafından belirlenir. Odyologlar uygulanan testlerin sonuçları ve  işitme sağlığı konusunda önemli bilgiler sunar.

    Çocuklarda işitme testinin süresi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yenidoğan bebeklerde işitme testi ilk aşamada tarama yöntemleri ile gerçekleştirilir. Tarama testleri bebek sakin ve uykudaysa 2 ile 10 dakika içerisinde sonlanır. Daha büyük çocuklarda test süresi çocuğun yaşı, test tekniği, kooperasyonu ve işitme kaybının özelliklerine göre değişir. İleri tanısal odyolojik testler (ABR-BERA vb.) ise testin başlamasından bitmesine 1-2 saat, hatta çocuğa ve işitme kaybına bağlı olarak daha da uzun sürebilir.,