Efsane 1: İşitme cihazına ihtiyacım yok, işİtmem gayet iyi !

GERÇEK: İşitme kaybı ya var ya yok değildir. Tipleri vardır, dereceleri vardır, özellikleri vardır. Kulak sesin analizi yaparken frekans frekans tek tek analiz eder. Bazı frekanslarda işitmeniz iyi, bazılarında kötü olabilir.  Maalesef bu durum sizin işitme kaybınızı farketmenizi geciktirebilir. Bununla birlikte, hafif bir işitme kaybı bile bilişsel yeteneklerinizi, işinizi, evinizi ve sosyal yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Neyse ki, işitme kaybı doğru zamanda ve uygun şekilde rehabilite edildiğinde sesin nasıl işitileceğini, nasıl işlemleneyeceğini beynin nöroplastisitesi yani öğrenme becerisi yeniden öğrenmesini sağlayabilir.

Efsane 2 : İşitme kaybı sadece kulaklardadır.

GERÇEK: Tedavi edilmeyen işitme kaybı, bilişsel gerileme, demans, düşme, sosyal izolasyon ve depresyon riskini artırır. Beynin kısa süreli bellek, uzamsal farkındalık gibi işlevler için harcaması gereken enerjiyi konuşmayı anlamaya için kullandığını çeşitli bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. İşitme cihazları ile işitme kaybının rehabilite edilmesinin bu semptomları azaltacağı görüşünü savunuyorlar.

Efsane 3: İşitme cihazı gözlük gibidir

 

GERÇEK: İşitme ve görme, bizi dünyaya bağlayan ana duyulardır. İşitme cihazları ve gözlükler sıklıkla yardımcı cihazlar olarak karşılaştırılır; ancak ikisi kıyaslanamaz.

Gözlükler, gözün odaklanmasına yardımcı olan bir mekanizmalardır ve bunları takmak için görme eğitimi gerektirmez. İşitme cihazları, beynin seslerin perdesini, süresini, yüksekliğini, tını, rengini ve uzamsal konumunu algılamasına yardımcı olmaktan sorumludur.İşitme cihazlarında, beynin işitme cihazından gelen sese uyum sağlaması için zamana ihtiyacı vardır.

 

Her bir bireyin işitme kaybının farklı olması nedeniyle kişiye özel programlama gerekir. Sadece bir programlama oturumu ile istenilen hedef işitmeye ulaşmak mümkün değildir. Mutlaka ince ayar için birkaç seans yapılması gereklidir. Ayrıca zaman içerisinde işitme kaybı değişebileceği için 6 ay ara ile düzenli olarak işitme testlerinin tekrarlanması gereklidir. En gelişmiş işitme cihazları bile işitmeyi yüzde 100 geri getirmez ve bireylerin beynin sesleri işlemesine yardımcı olması için işitsel eğitime, dinleme egzersizlerine ihtiyacı olabilir.

Efsane 4: Tek cihaz yeter !

GERÇEK: Asla! Kulağımızın iki tane olması ve başın iki yanında yerleşmesi son derece analitik ve son derece önemlidir. Sesler, bize nesnelerin nerede olduğunu, bir şeyin hareket edip etmediğini, bir nesnenin ne kadar uzakta veya yakınında olabileceğini ve daha pek çok şeyi anlatırlar. Ses, aynı zamanda bize konuşma diliyle iletişim kurma ve anlama yeteneği verir.  Bu nedenle tek taraflı işitme cihazı kullanmak asla yeterli değildir, kabul edilemez.

 

Efsane 5: İşitmeden de olur. Çok da önemli değildir.

GERÇEK: İşitme yolları çok karmaşıktır. Kulak sadece aracı bir organdır. Asıl işitme beyinde gerçekleşir. İşitsel uyaranlardan yoksun olmak yaştan bağımsız olarak beyin sağlığımızı etkiler. Çocuklukta gelişimsel etkileri varken, yaşlılıkta ise bilişsel gerileme riski ile bizi karşı karşıya bırakır. Ayrıca düşme riski ile fiziksel sağlığımız, depresyon sosyal izolasyon riskleri ile de ruh sağlığımızı etkiler. Başka bir deyişle işitme sağlığı genel sağlığımız için çok önemlidir.

Efsane 6: İdare edebildiğin  kadar idare et.

GERÇEK : Genel olarak işitme kaybı olan bireyler yardım almadan önce 5-7 yıl beklerler. Bu süre işitme kayıplı yaşamak için çok uzun bir süredir.

İnsanlar neden bu kadar bekler ?  İnsanların işitme kaybıyla yaşamasının birçok nedeni vardır.  İşitme kaybı o kadar kademelidir, o kadar yavaş seyreder ki fark edilmesi zordur. Üstelik işitme kaybı sadece belli bir frekans bölgesinde ise bireyler diğer sesleri iyi duydukları için önemsemezler ya da normal işittiklerini düşünürler. Üstelik işitme cihazı kullanmak da istemezler.

Yıllık işitme testi, işitme kaybı olanların daha hızlı teşhis edilmelerini ve hızlıca rehabilite edilmelerini sağlar. Bu nedenle işitme kaybı tespit edildiğinde hemen rehabilitasyona başlanmalıdır.

Efsane 7 : İşitme kaybı yalnızca ileri yaşta ki bireyleri etkiler.

GERÇEK : İşitme kaybı yaş ayırt etmez. İşitme kayıplı nüfusun yaklaşık üçte ikisi 65 yaşın altındaki kişilerdedir. Daha da endişe verici olan, bugün her 5 gençten 1’inde (12 – 19 yaş) çok yüksek sesle müzik dinlemek, enfeksiyonlar, ilaç tedavileri ya da genetik faktörler nedeniyle işitme kaybının görülmesidir.

Efsane 8: İşitme kendi kendine iyileşir.

GERÇEK:  İç kulak hassas bir yapıdır. İç kulaktaki küçük saç hücreleri, işitme sürecinde büyük rol oynar. Koklea adını verdiğimiz iç kulak salyangozunun içinde bulunan bu saç hücreleri, sesin titreşimi ile ileri geri sallanır ve titreşimi beynimizin sesi anlamasına yardımcı olan elektrik sinyallerine dönüştürür. Bu küçük tüyler kırılgandır ve bir kez hasar gördüklerinde tekrar büyüyemezler. Maruz kalınan ses düzeyi çok yüksekse, saç hücreleri zarar görür ve sesi iletemezler. Bu yüzden özellikle gürültülü ortamlarda kulak koruyucular kullanmak, ses kaynaklarından uzak alanlarda durmak gibi küçük yöntemler ile işitme korunmalıdır.

Efsane 9: İşitme kaybı yaşla birlikte kaçınılmazdır.

İşitme kaybının genetik, ilaç kullanımı, yüksek sese maruz kalma gibi birçok nedeni vardır. Sigara içmek ve diyabet de işitme kaybına/ bozukluğuna neden olabilir. Güneşe maruz kalmanın neden olduğu cilt hasarı gibi, günümüzün gürültülü toplumlarının kümülatif etkisi, bir ömür boyunca, yani yaşlı yetişkinlerde giderek daha belirgin hale gelen daha büyük bir işitme kaybı insidansına yol açmıştır. Gürültüye maruz kalma, işitme kaybının en önlenebilir nedenidir.

Efsane 10: Yanlış tedavi sonucu işitme kaybım oldu !

GERÇEK: İşitme kaybına yol açabileceği bilinen 200den fazla ilaç bulunmaktadır. Bu ilaçların kimisi işitmeyi etkilerken kimisi dengenizi etkilemektedir. Hekiminiz tedavinizi düzenlerken bu durumu dikkate almaktadır. Ancak bazı hastalık tedavilerinde kullanılmak zorunda olunan, alternatifi olmayan ilaçlar vardır. Bu nedenle bu tür ilaçların kullanılması gereken durumlarda hekiminiz sizden düzenli olarak işitme testinizi ister.

Efsane 11: Müzik zararlı değil.

GERÇEK : Müzisyenlerin işitme sağlığı çok önemlidir. Bu yüzden müzisyenlerin dahil edildiği işitme sağlığına yönelik pekçok bilimsel araştırma vardır. Hepsinin ortak kanaati müzisyenlerde tinnitus (çınlama) ve işitme kaybının daha sık görüldüğüdür. Farklı müzik türleri arasında elbette farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin bir rock müzik ile uğraşan müzisyen tinnitus ve işitme kaybı açısından, klasik müzik ile uğraşan müzisyene göre daha fazla risk altındadır.

Müzisyenseniz veya canlı etkinliklere katılıyorsanız, mutlaka kulaklarınızı koruyun. Akıllı telefonlar dahil kişisel ses cihazlarının güvenli olmayan kullanımı ve gece kulüpleri, barlar ve spor etkinlikleri gibi gürültülü eğlence mekanlarında zararlı ses seviyelerine maruz kalma nedeniyle oluşan işitme kayıpları şimdiden azımsanmayacak düzeye ulaşmıştır.

Müzisyenler, güvenli dinleme sağlayan ve ses kalitesini koruyan profesyonel kulak tıkaçlarından yararlanabilirler. Bunun dışında çeşitli işitme firmalarında profesyonel kulak koruyucu tıkaçlar bulunmaktadır.

Efsane 12: Benim işitme kaybı yaşım gelmedi.

İşitme kaybı sadece yaşa bağlı gelişmez. Bebeklerde her 1000 canlı doğumda 1-3 insidansla en yaygın görülen doğumsal defekttir. İşitme engeline sahip olarak dünyaya gelen bebeklerin yaklaşık %20-40 ı ayrıca ek bir engele sahiptir. Öte yandan çocukluk çağında geçirilen enfeksiyonlar, yaşam boyu alınan tedaviler, gürültülü iş yerinede çalışmak, avcılık atıcılık gibi hobiler işitme kaybı nedenlerindendir. İşitme kontrollerinizin check up paketlerinizde olmasının size hiçbir zararı yoktur. Her şey yolundaysa en azından normal olduğunu öğrenirsiniz.